|
|
|
Almanya
Almanya Federal Cumhuriyeti ya da kısaca Almanya (Almanca: Bundesrepublik Deutschland) batı Avrupa'da yer alan, dünyanın en sanayileşmiş ülkelerinden biridir. Kuzeyde Danimarka ile komşudur ve Kuzey Denizi ile Baltık Denizi'ne kıyısı vardır. Doğuda Polonya ve Çek Cumhuriyeti ile, güneyde Avusturya ve İsviçre ile, batıda ise Fransa, Lüksemburg, Belçika ve Hollanda ile komşudur. Almanya, Avrupa Birliği'nin kurucu üyelerindendir.

Coğrafya
Almanya güneyde Alp Dağları'ndan (en yüksek noktası 2.962 m'lik Zugspitze) kuzeyde Kuzey Denizi ve Baltık Denizi'ne kadar uzanır. Ortadaki ormanlık alanlar ve batıdaki alçak alanlardan (en alçak noktası: Neuendorfer/Wilstermarsch -3,54 m) Avrupa'nın önemli akarsuları Ren, Tuna ve Elba geçer.
Almanya Federal Cumhuriyeti 16 eyaletten oluşur. Devlet sorumluluğu taşıyan bu eyaletlerin kısmen uzun bir geleneği vardır. Almanya her zaman çeşitli eyaletlerden oluşmuş, ancak haritası yüzyıllar boyunca sık sık değişikliğe uğramıştır.
Federe eyaletler, bugünkü şekilleriyle genel olarak 1945'ten sonra kurulmuşsa da, eski bölgesel ilişkiler ve tarihsel sınırlar kısmen dikkate alınmıştır.
Almanya 1990 yılında birleşinceye kadar 10, daha sonra Saar Bölgesi’nin 1 Ocak 1957’de tekrar ülkeye katılmasından sonra, batılı devletlerin (Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa) işgal bölgelerinde kurulmuş olan 11 eyaletten oluşuyordu. Sovyet işgal bölgesinde de savaş sonrasında daha sonraki Demokratik Alman Cumhuriyeti (DDR) topraklarında 5 eyalet kuruldu. Ama bunlar 1952 yılında toplam 14 il haline getirildi. 18 Mart 1999’da yapılan ilk özgür seçimden sonra 5 federe eyaletin yeniden kurulması kararlaştırldı. Bu eyaletler genellikle 1952’den önceki şekillerini aldılar. 3 Ekim 1990’da DDR, dolayısıyla da Brandenburg, Mecklenburg-Vorpommern (Önpomeranya), Saksonya, Saksonya Anhalt ve Thüringen Eyaletleri Almanya Federal Cumhuriyeti’ne katıldı. Doğu Berlin de Batı Berlin ile birleşti.

Tarih
Almanya'nın ilk sakinleri Keltler ve çeşitli germen kavimleridir. Germenler, Kavimler Göçü sonucu M.S. 6. y.y.'a değin Keltlerle, Ortaçağ boyunca da Doğu Almanya'daki Slavlar ile karışarak Alman halkını oluşturmuşlardır.
Alman tarihinin başlangıcı olarak, tıpkı Fransa'daki gibi, Charlemagne'ın kurduğu Charlemagne İmparatorluğu esas alınır. Bu imparatorluk Charlemagne'nın ölümünden sonra batı, fazla uzun ömürlü olmayan orta ve doğu Frank krallıklarına bölünmüştür. Alman devletinin kurulduğu tarih olarak da, Doğu Frank Krallığı'nın, kral I. Otto'nun Roma'da Papa tarafından imparator ilan edilmesiyle Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'na dönüştüğü 2 Şubat 962 tarihi geleneksel olarak kabul görmektedir.
Batı frank krallığı zaman içerisinde ulusal bir devlet olan Fransa'ya dönüşürken, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu giderek küçük devletçiklere bölünmüş, Otuz Yıl Savaşı'ndan (1618-1648) sonra ise imparatorun erki sadece kağıt üzerinde kalmıştır.
Almanya Fransız Devrimi'nin (1789) ardından, İkinci Dünya Savaşı'nın bitimine kadar sürecek geleneksel Alman-Fransız düşmanlığının kökeni olarak görülen Napeleon Bonaparte önderliğindeki fransız ordusunun işgalini yaşamış, Bonaparte'ın Avrupa düzeninin silinip eski devletçiklerin tekrar oluşturulduğu Viyana Kongresi'nden (1814-1815) sonra Alman birliğini kendi güdümünde sağlamak isteyen iki rakip alman devleti Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Prusya'nın rekabetine sahne olmuştur. Bu rekabette kazanan taraf Prusya olmuş ve 1870-71 Alman Fransız savaşının Almanların zaferiyle sonuçlanması üzerine Prusya kralı I. Wilhelm Alman imparatoru ilam edilerek Almanların ilk imparatorluk olarak adlandırdıkları ve Avusturya Macaristan İmparatorluğu'nun dışında kaldığı devlet kurulmuştur.
I. Dünya Savaşı'nda Almanların yenilgiye uğramasıyla imparatorluğun ilga edildiği, almanların Weimar Cumhuriyeti dedikleri dönem, politik istikrarsızlık, dünya ekonomik bunalımı ve de Almanların Versailles Antlaşması'na duydukları tepki sonucu Adolf Hitler'in nasyonal sosyalist diktatörlüğüne varmıştır. Bu dönemde yaşanan Yahudi Soykırımı ile tarihinin en karanlık sayfalarından birini gören Almanya, İkinci Dünya Savaşı'ndan da yenilgiyle çıkarak 1945'de batıda Amerikan, İngiliz ve Fransız, doğuda ise Batı Berlin hariç Sovyet işgal bölgelerine bölünmüştür. Batıdaki işgal bölgelerinde 23 Mayıs 1949'da Federal Alman Cumhuriyeti, Sovyet işgalindeki bölgelerde ise 7 Ekim 1949 tarihinde Demokratik Alman Cumhuriyeti kurulmuş, Doğu Bloku'nun çözülmesi ve son anılan devletin kendini lağv edip 3 Ekim 1990'da Federal Alman Cumhuriyeti'ne katılmasıyla Alman birliği tekrar sağlanmıştır.
Domuz Eti
Almanya'nın devlet yapısı Federal Cumhuriyet'tir. Devlet; cumhuriyet, demokrasi, federalizm, hukuk devleti ve sosyal devlet beşli temeli üzerine kuruludur. Başkanı Federal Cumhurbaşkanı'dır. Görevi politik bir karar alma yetkisi olmadan devleti temsil etmektir, görev süresi beş yıldır. Bundestag (Federal Meclis) ülkenin ana yüksek yasama organıdır. Şu anda görevde bulunan 16. Federal Meclis'te 614 milletvekili bulunur. Bu milletvekilleri dört yılda bir seçilir ve Alman halkını temsil eder. Seçim sistemi çoğunluk ve nispi temsil sistemlerinin bir karışımıdır.
Ülke 16 eyalete, eyaletler; yönetim bölgelerine, ilçelere, beldelere veya ilçeden bağımsız hareket eden şehirlere (kreisfreie Städte: kent-ilçe) ayrılır. Hamburg, Bremen ve Berlin şehir eyaletler olmakla birlikte, kendi içinde idari açıdan bölünmezler. Eyaletlerin kendi yasama, yürütme ve yargı organları bulunur. Ayrıca yerel yönetimlerle ilgili düzenleme yapma yetkisi de eyaletlerdedir. Bu 16 eyaleti temsil eden, yasaların yapılmasına ve kısmen federal devlet yönetimine katılan anayasal organ Federal Konsey (Bundesrat)'dir.
Hükümet, Federal Meclis tarafından seçilen ve bu meclise karşı sorumlu olan başbakan ve federal bakanlardan oluşur. Kabineyi, aynı zamanda çoğunluk partisinin lideri olan başbakan kurar, bakanlarını seçer ve göreve atanmalarını ya da görevden alınmalarını önerir.
Federal Almanya Başbakanları ve Görev Süreleri:
* Konrad Adenauer, CDU (1949-1963)
* Ludwig Erhard, CDU (1963-1966)
* Kurt Georg Kiesinger, CDU (1966-1969)
* Willy Brandt, SPD (1969-1974)
* Helmut Schmidt, SPD (1974-1982)
* Helmut Kohl, CDU (1982-1998)
* Gerhard Schröder, SPD (1998-2005)
* Angela Merkel, CDU (2005-)
Bundestag’da temsil edilen partiler (alfabetik olarak):
Birlik 90/YEŞİLLER (Genelde “Yeşiller” olarak adlandırılır)
CDU – Hristiyan Demokrat Birliği
CSU – Hristiyan Sosyal Birliği (CDU’nun kardeş partisidir ve sadece Bavyera Eyaletinde temsil edilir)
FDP – Hür Demokrat Parti (“Liberaller” olarak adlandırılır)
PDS – Demokratik Sosyalist Parti
SPD – Almanya Sosyal Demokrat Partisi
Federal Almanya Cumhuriyeti’nin anayasası, bireyin garanti altına alınan temel haklarını kapsar: “İnsanın onur ve haysiyeti dokunulmazdır. Tüm devlet erki ona saygı göstermek ve onu korumakla görevlidir” (GG, Madde 1, Paragraf 1).
Almanya'nın Eyaletleri (16)

1 Baden-Württemberg
2 Bayern (Bavyera)
3 Berlin
4 Brandenburg
5 Bremen
6 Hamburg
7 Hessen
8 Mecklenburg-Vorpommern
9 Niedersachsen (Aşağı-Saksonya)
10 Nordrhein-Westfalen (Kuzey Ren-Vestfalya)
11 Rheinland-Pfalz
12 Saarland
13 Sachsen (Saksonya)
14 Sachsen-Anhalt
15 Schleswig-Holstein
16 Thüringen
TARİHİN VE TEKNOLOJİNİN KUCAĞINDA MÜNİH
Münih, Avrupa’nın önde gelen finans ve toptan ticaret merkezlerinden biri durumunda. Üniversitesi, akademileri, tarihsel anıtları, ünlü müzeleri ve her yıl ekim ayında düzenlenen festivaliyle farklı kesimlerden insanları barındıran kentin kendine özgü bir dinamizmi var ve ekonomik koşullardan dolayı yaşam standardı oldukça yüksek... Ekonomik hayattaki bu canlılık doğal olarak gayrimenkul sektörüne de yansıyor ve araştırmalar sonucunda Münih’in karlı yatırımlar için doğru adres olduğu ortaya çıkıyor.
En yüksek kiralar Münih’te
Kentteki gayrimenkul sektörü, şehrin konumu ve sahip olduğu özellikleri sayesinde oldukça hareketli ve yüksek rayiçli... Bu konuda bir piyasa araştırması yapan Map-Report’un çalışmaları gösteriyor ki, Almanya genelinde metrekare başına en yüksek kira bedellerinin ödendiği 5 bölgeden 4’ü Bavyera’da bulunmakta. Kiracılar için ürkütücü olan bu istatistiki bilgiyi bir araştırma daha izliyor ve İsar bölgesindeki kiraların daha da yükseldiğini gösteriyor. Bölgedeki emlakçılar ise kira rayiçlerinin düzenlemesini ve bir standarda kavuşmasını istiyorlar.
Münih’in güneyi her zaman gözde
Bavyera Gölü’ne ve İtalya’ya yakın olduğu için kentin güneyi en çok talep alan bölgelerin başında geliyor. Bu bölgedeki eski yapılarda talep oldukça fazla, fakat alternatifler azalmakta olduğu için dolayısıyla fiyatlar da artıyor. Kentin kuzeyine doğru çıkıldıkça fiyatlarda belirgin bir düşüş söz konusu. Leutenberger emlak şirketinin verdiği bilgiye göre bu bölgedeki en basit konutların bile rayiçleri, metrekare başına 300 DM’den başlıyor. Stres ve trafik sorununa rağmen şehirde yaşamayı tercih edenler çoğunlukta. Buna karşılık artık şehir dışında yaşamayı isteyenler de var. Bu durum Pullach gibi bölgelere talebi artırıyor. Münih’deki fiyatların yüksek olması bu kaçışın bir diğer sebebi. Ucuz yerler arayanlar kentin dışına çıkmak veya yeni projeleri beklemek zorundalar ki, bunun da emlak piyasasını nasıl etkileyeceği henüz belli değil.

Satılık gayrimenkul çok pahalı
Kentte, kiralık rayiçlerin yüksek olmasının yanında, satılık gayrimenkul rayiçleri de azımsanmayacak kadar yüksek. 500.000 DM’nin altında satılık gayrimenkul bulmak çok zor. Villalar ise 950.000 DM’den başlıyor. Fiyatların metrekare başına ortalama 8000 DM olması, mimar ve müteahhitleri pek de korkutmuyor; çünkü onlar bu konutların mutlaka satılacağını düşünüyorlar. Konutun göle yakınlığı ve manzarası rayiçleri doğrudan etkiliyor. Chiem Gölü, Münihliler ve orada emlakla uğraşanlar için önemli, ama uzaklığı açısından da negatif bir etken. Ammer Gölü çevresi de geçen senelerde iyi prim yapmış. Bölgede metro ve tramvay bağlantıları ayrıca göl manzarası olduğu için fiyatlar oldukça yüksek. Re-max’tan Ernst M. Albert’e göre göl çevresinde konutu olan mülk sahipleri, talebi görünce metrekare fiyatlarını 7200 DM’den 7800 DM’ye çıkardılar. Münihliler’in büyük çoğunluğunun ilgilisi ise Starnberge Gölü çevresine odaklanmış durumda. Bunun en büyük nedeni, merkeze yakın olmasının yanında, Bavyera’nın özelliklerini en güzel biçimde yansıtması. Büyük yatırımcıların bu bölgeyle ilgilenmesinin nedeni ise zamanında burada baronların yaşamış olması ve bölgenin tarihi anlamda değerinin de bulunması.
HAMBURG’DA YÜKSELEN DEĞERLER… 
Bugüne dek sadece Almanya’nın bir liman kenti olarak bilinen Hamburg yerleşim bölgesi olarak da yıldızı parlayan yerlerden biri… Artık her tarafta birbirinden lüks villalar ve evler boy gösteriyor ve emlak piyasasında da önemli bir hareketlilik gözleniyor.
Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Hamburg’da da yerleşim birimi olarak tercih edilme yolunda gelişmeler var. Emlak piyasasında gözle görülür bir değişikliğin yaşandığı bu kentin en önemli yerleşim birimleri arasında başta gelenler Alster ve Elbe. Hamburg’un en çok tercih edilen bu iki bölgesi arasındaki emlak savaşı neredeyse bir gelenek halini almıştır. Bu yıl bu çekişmede, Elbe bölgesi burun farkıyla yarışı önde götürüyor. Süllberg’teki özel tasarımlı yapıların metrekaresi neredeyse 21 bin DM’yi buluyor. Bu yüksek fiyatlara aslında pek şaşmamalı, üstelik bir çokları için bu fiyatlar makul görünüyor, çünkü Hamburg’un önde gelen emlakçıları, bu yıl Süllberg bölgesinin tam anlamıyla bir numara olacağı görüşünde birleşiyorlar.
Elbe’de fiyatların oldukça yüksek olması yarışı hızlandırıyor. Bu yılın başlarında Baurs Park’ta 8 milyon DM’ye el değiştiren villalara sık sık rastlanıyor. İnternet’te de 6.5 milyon DM’den alıcı bulan villalar var. Tabii bütün bunlar yarı resmi haberler. Deneyimli bir emlakçı, “mülk ve arazi fiyatları gittikça pahalılaşmaya başladı. Özellikle Alster çevresinde fiyatlar çok yüksek. Yıllar boyunca bu bölgede en fazla 3 milyon DM’ye ev arayan ve bulmakta çoğu zaman başarılı olan müşterilerimiz vardı. Ama geçen zaman sürecinde bu fiyatlarda müthiş bir tırmanma yaşandı. Şimdi artık 3 milyonların lafı bile olamaz. Alster bu konuda her bölgeye inanılmaz bir fark attı. Fiyatlar yüzde 10-15’ten itibaren tırmanmaya başladı ve bizim ciromuz bu durumda neredeyse ikiye katlandı” diyor. Sonuç olarak Hamburg’un bu en tercih edilen bölgesinde bugüne dek fiyatların bu şekilde yükselmesi çok seyrek rastlanılan bir durum. Ama bu, aynı zamanda 2000’den sonra Hambuglu’nun kente bakışının çok değiştiğinin de önemli bir göstergesi.
Lüks ev piyasasında hareketlilik
Tabii ki bu yükselen trendin birçok nedeni var. Bunlardan en önemlisi gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin istikrarlı olması ve böylece tüm dünyada olduğu gibi, sınırsız bir tüketime yönlendirilen ve trendleri izleyen bir toplumun oluşması. Birçok insanın borsadan, hisse senetlerinden ve internet üzerinden, kazandıkları bu kapitallerin sirkülasyonunu hızlandırıyor. Yükselen trend Hamburg olunca da, kentte “yeni Hamburglular” çoğalmaya başlıyor ve tabii emlek piyasası hareketleniyor.
Kent dışında, en çok tercih edilen caddelerden biri olan Prunk Caddesi üzerinde sağlı ve sollu olarak iki katlı ve bahçeli villalar neredeyse mantar gibi bitmeye başladılar. Şu sıralar piyasada emlak konusunda hizmet veren 300 ile 500 arasında yeni oluşan kurum var. Emlak alım-satımı sırasında yapılan geleneksel araştırmalar ve bitmez soruşturmalar devri artık sona erdi. Artık işlemler hızla bitiriliyor. Rayiçlere gelince; caddeye bakan ağaçlı ve tek katlı bir ev için arsanın metrekaresi 6000 DM’den başlıyor. Elbe manzaralı ve çatı katlı bir evin metrekaresi ise 20.000 DM’ye kadar çıkabiliyor. Taleplerin bu kadar artmasına karşı bu yüksek fiyatların uzun vadede aşağıya çekilip çekilmeyeceği sorusu hala sorulabilir. Emlakçılar, manzarası olmayan mülklere karşı bile aşırı bir arz fazlalığı olduğunu, taleplerin henüz doldurulmadığı görüşündeler. Sonuç olarak Hamburg’da iyi bir araziyi artık bugün iyi fiyata almak bir sorun. Ama görünen o ki, bu yükselen fiyatlar bir süre sonra yerine oturacak ve 90’lı yılların başında başlayan bu ısınma, yavaş yavaş soğuma trendine girecek.

Bu arada klasik kent merkezi düşüncesinden de uzaklaşılıyor. St.Georg, St. Pauli gibi bölgeler daha çok genç, yaratıcı ve parası bol Hamburglular’ın tercih ettiği yerler olmaya başladı. Liman bölgesi ise emlakçılar tarafından hala en gözde sayılan yerlerden biri. Eğer liman bölgesini genişletme projesi gerçekleşirse, bu bölgedeki emlak piyasasında çok büyük bir canlanma beklentisi var. Sonuçta bu projenin gerçekleşmesi, bu bölgede bürolar, alışveriş merkezleri, tatil yerleri ve binlerce kiraya verilecek mülkün oluşması demek. Metrekare fiyatları ise 7000 DM üzerinden konuşuluyor. Bazı eksperlere göre Hamburg kenti Londra ve Sydney örneklerinde olduğu gibi liman bölgesinde büyüyecek ve büyük olasılıkla çok ilginç bir yerleşim merkezi haline gelecek. Ama bugün hala Elbe bir numaradan inmiyor.
|
Yönetim
Almanya'nın devlet yapısı anayasal federal cumhuriyet'tir. Devlet; cumhuriyet, demokrasi, federalizm, hukuk devleti ve sosyal devlet beşli temel üzerine kuruludur. Başkanı federal cumhurbaşkanıdır. Görevi politik bir karar alma yetkisi olmadan devleti temsil etmektir, görev süresi beş yıldır ve ikinci kez seçilebilir. Bundestag (Federal Meclis) ülkenin ana yüksek yasama organıdır. Şu anda görevde bulunan 16. Federal Meclis'te 614 milletvekili bulunur. Bu milletvekilleri dört yılda bir seçilir ve Alman halkını temsil eder. Seçim sistemi çoğunluk ve nispi temsil sistemlerinin bir karışımıdır.
Almanya Federal Cumhuriyeti toplam 16 eyaletten oluşur. 10'u eski eyaletler diye tabir edilen birleşmeden önceki batıdaki eyaletlerdir. Bunlar Bavyera, Baden-Württemberg, Hessen, Bremen, Hamburg, Aşağı Saksonya, Kuzey Ren-Vestfalya, Rheinland-Pfalz, Saarland ve Schleswig-Holstein'dir. Birleşimden sonra 6 yeni eyaletlerin katılımı ile eyalet sayısı 16 çıkmıştır. Her eyaletin bir meclis ya da senatosu (Landeshaus / Senat) bir de bir eyalet hükümeti (Landesregierung) vardır. Her eyalet özerk yönetim kazalarına (Almanca Kreis; adlarını genelde tarihi derebeylerinden alır) ayrılırlar. Her kaza ise belediye ve muhtarlık bölgelerine (Stadt - Gemeinde) ayrılır. Burada da belediye veya şehir meclisleri bulunur ve yerel seçimlerde seçilen belediye başkanı tarafından yönetilirler. Şeçmen ve seçilme yaşı 18'dir. Yerel seçme hakkı sadece AB yurttaşlarına tanınır.
Ülke 16 eyalete, eyaletler; yönetim bölgelerine, ilçelere, beldelere veya ilçeden bağımsız hareket eden şehirlere (kreisfreie Städte: kent-ilçe) ayrılır. Hamburg, Bremen ve Berlin şehir eyaletler olmakla birlikte, kendi içinde idari açıdan bölünmezler. Eyaletlerin kendi yasama, yürütme ve yargı organları bulunur. Ayrıca yerel yönetimlerle ilgili düzenleme yapma yetkisi de eyaletlerdedir. Bu 16 eyaleti temsil eden, yasaların yapılmasına ve kısmen federal devlet yönetimine katılan anayasal organ Federal Konsey (Bundesrat)'dır.
Federal Hükümet (Bundeskanzler), Federal Meclis tarafından seçilen ve bu meclise karşı sorumlu olan başbakan yani Şansölye(Bundeskanzler) ve federal bakanlardan (Bundesminister) oluşur. Kabineyi, aynı zamanda çoğunluk partisinin lideri olan başbakan kurar, bakanlarını seçer ve göreve atanmalarını ya da görevden alınmalarını cumhurbaşkanına (Bundespräsident) önerir.
Almanya Federal Hükümet İdare Merkezi (Bundeskanzler)Federal Almanya Başbakanları ve Görev Süreleri:
Konrad Adenauer, CDU (1949-1963) +
Ludwig Erhard, CDU (1963-1966) +
Kurt Georg Kiesinger, CDU (1966-1969) +
Willy Brandt, SPD (1969-1974) +
Helmut Schmidt, SPD (1974-1982)
Helmut Kohl, CDU (1982-1998)
Gerhard Schröder, SPD (1998-2005)
Angela Merkel, CDU (2005-)
Bundestag’da temsil edilen partiler (alfabetik olarak):
Birlik 90/Yeşiller (Genelde “Yeşiller” olarak adlandırılır)
CDU – Hristiyan Demokrat Birliği
CSU – Hristiyan Sosyal Birliği (CDU’nun kardeş partisidir ve sadece Bavyera Eyaletinde temsil edilir)
FDP – Hür Demokrat Parti (“Liberaller” olarak adlandırılır)
PDS – Demokratik Sosyalist Parti
SPD – Almanya Sosyal Demokrat Partisi
Federal Almanya Cumhuriyeti’nin anayasası, bireyin garanti altına alınan temel haklarını kapsar: “İnsanın onur ve haysiyeti dokunulmazdır. Tüm devlet erki ona saygı göstermek ve onu korumakla görevlidir” (Federal Almanya Anayasası, Madde 1, Paragraf 1).
Coğrafya
Güneyde Alp Dağları'ndan (en yüksek noktası 2.962 m'lik Zugspitze) kuzeyde Kuzey Denizi ve Baltık Denizi'ne kadar uzanır. Ortadaki ormanlık alanlar ve batıdaki alçak alanlardan (en alçak noktası: Neuendorfer/Wilstermarsch -3,54 m) Avrupa'nın önemli akarsuları Ren, Tuna ve Elba geçer. Bu nehirler yüzyıl içinde nehirlerin ıslahı ve mükemmel kanal sistemi sonuçu ülkeyi ağ gibi saran otoyollardan (Autobahn) sonra gelen en önemli nakliyat yollarıdır.
Almanya Federal Cumhuriyeti 16 eyaletten oluşur. Devlet sorumluluğu taşıyan bu eyaletlerin kısmen uzun bir geleneği vardır. Almanya her zaman çeşitli eyaletlerden oluşmuş, ancak haritası yüzyıllar boyunca sık sık değişikliğe uğramıştır.
Federe eyaletler, bugünkü şekilleriyle genel olarak 1945'ten sonra kurulmuşsa da, eski bölgesel ilişkiler ve tarihsel sınırlar kısmen dikkate alınmıştır.
Almanya (Federal Almanya Cumhuriyeti) 1990 yılında birleşinceye kadar 10, daha sonra Saar Bölgesi’nin 1 Ocak 1957’de tekrar ülkeye katılmasından sonra, batılı devletlerin (Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa) işgal bölgelerinde kurulmuş olan 8 eyaletten oluşuyordu. Sovyet işgal bölgesinde de savaş sonrasında daha sonraki Demokratik Alman Cumhuriyeti (DDR) topraklarında 6 eyalet kuruldu. Ama bunlar 1952 yılında toplam 14 il haline getirildi. 18 Mart 1989’da yapılan ilk serbest seçimden sonra 5 federe eyaletin yeniden kurulması kararlaştırldı. Bu eyaletler genellikle 1939’dan önceki şekillerini aldılar. 3 Ekim 1990’da DDR, dolayısıyla da Brandenburg, Mecklenburg-Vorpommern (Önpomeranya), Saksonya, Saksonya- Anhalt ve Thüringen Eyaletleri Almanya Federal Cumhuriyeti’ne katıldı. Doğu Berlin de Batı Berlin ile birleşmiştir:
Spor
1972 Münih Yaz Olimpiyat'ı yanında tarihinde önemli dev spor şölenlerine ev sahipliği yapan ülkedir. En son 2006 yılında Futbol Dünya Şampiyonası (FİFA) Almanya'da düzenlemiştir.
Almanlar sporu seven bir ulus olup, özellikle futbolun önemli bir yeri vardır. Diğer spor dalları federasyonlara bağlı binlerce spor klupleri ve bunların üyeleriyle organize olmuşlardır.
Alt yapıya çok önem verilir. Her yerleşim bölgesinde açık ve kapalı spor tesisleri göze çarpar. Futbol dışında özellikle jimnastik dalları ve özellikle masa tenisi, buz hokeyi, voleybol, eltopu sevilen spor dalları olarak sıralanabilir.
Mevsim sporları içinde kayak, ski, slalom kayak, curling yanında bisiklet, yüzme, atletizm gibi sporlar büyük ilgi çekmektedir.
Bisiklet'te de ünlü Tour de France bisiklet yarışmasını kazanmış veya iyi dereceye girmiş ünlü (Jan Ullrich ve Erik Zabel) yarışcıları da vardır.
Motor sporlarında ise Formula 1 yarışlarının yapıldığı Hockenheim pisti dışında Nürburg Ring, Oschersleben ve Lausitzring önemli pistlerden sayılır. Bu ilgi sonucu Schumacher kardeşler, Nico Rosberg, Nick Heidfeld gibi yarışcıları ünlenmiştir.
DTM (Deutsche Tourenwagen Meisterschaft) ve ADAC-Touring sürat araba yarışmaları da bu önemli motor sporları arasında olur. DTM 2005 yılında İstanbul Otodrom´da yapıldı.
Ekonomi
Almanyanın tarihsel bir ekonomi gelişmesi vardır. Roma imparatorluğundan miras kalmış mükemmel bir yol düzeni. Şehirlerde alt yapı ve kanalizasyon sistemleri, nehirlerin ve havzaların ıslah olması sonucu, mükemmel ve hızlı nehir nakliyatı. Kömür havzaların bulunup açılması. Bütün bunlar buhar makinesinin icadından başlayarak bugüne Avrupa'nın en başlı ülkesi durumuna getirmişdir. Ülkenin coğrafi konumu nedeni ile ticari ilişkileri pekleştirmiş. Ülkenin hammadde fakirliği sebebi ile işleyen, üreten sanayi yönelmiş. Fevkelade disiplinli eğitim sayesinde üstün eğitimli esnaf, usta ve mühendisler yetiştirilmiş. Ülke icadları ve yaratıcıkları ile ün yapmışdır. Dünya'da ilk sanayi standartını 9. yüzyılda sucuk, ekmek ve biraya (Reinheitsgebot) getirmişler ve bugünde geçerlidir. 1. Dünya savaşı öncesi ağır sanayiye çok önem verildi. Thyssen, Krups, Mannesmann gibi ünlü şirketler dünya piyasasına hakim oldular. İstanbul-Bağdat hattı da bu şirketlerin projeleridir. Siyasiden çok ekonomik nedenler çıkan 1. dünya savaşı sonucunda Almanya büyük hezimete buna bağlı ağır yaptırımlara maruz kalan Alman imparatorluğu iflas ederek yerini Weimarar Cumhuriyetine bırakır.
Yinede bütün zorluklara karşın kıpırdayan Alman ekonomisi Nasyonal Sosyalistlerin hükümeti ele geçirmesi ile savaş sanayisinde korkunç dev adımlar atmaya başlarlar. Bu zaman içinde de ünlü Alman otoyolların (Autobahn) temelleri atıldı. Bu gelişmeler savaşın getirdiği yıkılıma kadar sürdü.
Alman Cumhuriyetinin demokratik yapıda tekrar kurulması ve Amerikan Marshall planının burda tutması sonucu ekonomi tekrar dirilir ve mucize yılları (Wirtschaftwunder) diye adlandırılan 50 yıllarında ülke eski ekonomik refahı tekrar yakalamaya başlar. Almanlar artık diğer ülkeleri yeni ekonomi anlayışı ve kaliteli sanayi ürünleri ile cezbetmeyi başarırlar. Bu arada ülkedeki işçi ihtiyacını yurtdışından getirilen önce Portekiz ve İtalyanlar ve sonrada Türk ve diğer menşeli insanlarla giderilmeye çalışıldı. Bu 1974 de patlak veren enerji krizine ve bununla gelen durulmaya kadar sürdü. 1974 senesinde dışardan işçi getirme talebi durduruldu. 60 yıllarda Roma antlaşması ile atılan Avrupa Mountain Birliğine üye olan Almanya. Bugün bu birliğin ad ve niteliğini değiştiren Avrupa Birliği (Europa Union)ne daimi üyesidir. 2002 yılında güçlü ve katı dengeli Alman Markı yerine Euro ve Cent'e geçmiştir. 1 Euro = 1,95853 DM dür. DM tedavülden kaldırılmadığı halde buğün hiç kullanılmamaktadır.
Amerika'dan sonra en çok telif hakkı ve patent bildiren ülkedir. Otomobil ve yan sanayisi ülkenin belkemiğidir. Tahminen dolaylı veya doğrudan 20 milyon kişinin çalıştığı belirtilmektedir. Ülkenin geneksel otomotiv üreticileri şunlardır : Mercedes-Benz, BMW (Bayerische Motoren Werke), Volkswagen, Audi (NSU), Opel (20.lerden beri General Motors'un), Ford (gene 20'lerden beri), Porsche dir. Bunların yanında düşük sayıda üretim yapan manifaktür türü başka marka otomobil markalarıda bulunmaktadır.
Bilişim Endüstrisinin hatırı sayılır yatırımlarıda bu ülkededir. Telefon, fiberglas kablo ve hertürlü kominikasyon alt yapı muazzam geniş alana yayılı ve kullanışlıdır. 120 milyon cep telefon ve buna bağlı bir düzine haberleşme teşebüslerinin msl. UMTS, DSL ve diğer sistemlerin aralıksız ve düzenli olarak halk arasında kullanılması için kıyasıya rekabettedir. Yüksek teknolojisi (High-Tech) çok gelişmiş ülkenin uzay istasyonu ISS e katılım payı yanında Airbus 380'nin üretiminde büyük katkıları vardır.
Almanya ekonomisi bir tür Sosyal-Pazar-Ekonomisi(Sosiale-Marktwirtschaft) diye tabir edilir. Kapitalist sistemdeki kıyasıya rekabet ve monopol kurulmasına karşın ekonomik yaptırımlarla ve yasal düzenlemelerle engel olmaya çalışılmaktadır. Bu konuda en son sözü her zaman Kartel Dairesi (Kartelamt) söyler. Devlet işci ve işveren arasındaki iş akitlerine (Arbeitsfriendsvetrag) kesinlikle karışmaz. İşci grevlerini ise sendikasal bir hak olarak görür. İşci çıkartmaları (Lokavt) ise yasal değildir. Her iki taraf senede bir branş ve bölgelere göre masaya oturup anlaşmaya çalışırlar. Ülkede çalışma süresi haftada 34 - 40 saat arasındadır. Sosyal haklar çok iyi ve geniş olmasına rağmen küresel rekabet yüzünden kırpılmaya gidilmişdir.
Bugün iki Almanya'nın getirdiği ağır sorumluluklar, küresel ekonomik kriz, enerji darboğazlığı ve değişen küresel dengelere rağmen yıllık enflasyon %1,5 civarıdır. Kişi başına milli hasılat yılda 35.650€ (2005)dir.
Yeni Bayan Şansöyle Merkel'in (Fizikci, quantum kimya üzerine Doktorası var.) hükümetin başına geçmesi ile aldığı katı önlemler, sosyal haklar ve yardımlara büyük kırpma getirdi. Buna karşın ülke tarihinde ilk defa vergi gelirinin artımı ile bütçe milyarlık fazlalık verdi. Ekonomide ve özellikle iş piyasasında hissedilir bir iyimserlik yanında istatistik gelişmeler göze çarpmaktadır. İşsizlik sayısı yıllardır %10,5 üzerinde iken bu sayı %9,5 inmişdir.
Almanya ekonomisi Avrupanın en büyük, A.B.D ve Japonya'dan sonra dünyanın en büyük 3. ekonomisidir. Rakkamlarla Almanyanın ekonomisi (tahmini 2007'de €): 726 milyar ihracat, 134 milyar ticaret fazlalığı, %16 ihracatta artış
Ülkenin başlıca üyelikleri : BM, OECD, AB, NATO, G8, FIFA, UEFA, Europol
Almanya en fazla silah üreten ve satan 3. ülkedir! Dünya ihracat (Amerikanın önünde) şampiyonudur.
Alman İstatistikler Dairesinin (Statistische Bundesamt,Wiesbaden) 2005 raporuna göre nufüs verileri şöyledir :
Almanya'da yaşayanların sayısı 82 500 800
Kilometrekareye 231,1 birey düşer
1 764 041 Türk vatandaşı ikamet etmekte (2005 sene sonu verisi)
0,66 milyon Türk asıllı Alman vatandaşı mevcut
3 767 milyon toplam erkek yabanci (2005)
3 523 milyon toplam kadın yabancı (2005)
Genel nüfusa göre yabanci yüzdesi %8,9
2005 senesinde 707 352 kişi Almanya'yı ikamet yeri olarak seçmiş
2005 senesinde 628 399 kişi Almanya'yı terk etmiş
1,4 milyon yabancı Almanya'da doğmuş
Yabancıların ortalama yaşı 35,6 ve ortalama 17,6 yıldır ikamet etmekte
2005 sene sonunda tamamen Alman vatandaşı olmayan kişi sayısı 6,76 milyon
Almanya'yı yeni ikametgah yeri olarak seçenlerin sayısı 401 000
Almanya'yı kesin terkeden yabancı sayısı 290 000
Çeşitli nedenlerle yabancılık statüsünü bırakanların sayısı 73 000
Avrupa Topluluğundan Almanya'ya yerleşmiş yabancıların sayısı 2,1 milyon (32% *)
Diğer Avrupa ülkelerinden gelenlerin sayısı 3,2 milyon (%48% *)
Türkiye vatandaşları % 26 *
İtalyanlar % 8 *
genel yabancı nüfusa göre
Almanlarda etnik yapılanma üstüne durulmasada, geldikleri çoğrafyaya ve şiveye göre adlandılırlar. Bunların başında Bayuvarlar, Franklar, Badenseler, Hanseatlar (Hamburg, Bremerhaven), Frizeler, Hessenliler. Ama esas iki ana unsura bölünürler. Aşağı Almanya, Bavyerada Bavyeralılarla, diğer Almanları tabir eden Prusyalılar. Bunun dışında yurtdışında yaşayan Kazakstan-Almanları, Romanyada Siebenbürgen'lerle, Çek Cumh. yaşayan Sorbenleride katabiliriz. Amerikada'da eski almanca konuşmalarına rağmen halen halen değişik hıristiyan mezheblerine ait olan gurublar vardır. Herrenhuter, Amish sayılabilir. Yahudilerde bir nevi Almanca yahudice karışımı yidiş'i konuşurlar.
Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası'nın 4. maddesi şöyledir: “Din ve vicdan özgürlüğü ile din ve dünyevi inanç özgürlüğüne dokunulamaz”. Almanya’da halkın %34’ü Protestan, %34’ü Katolik, %3,7’si Müslüman, %28,3’ü ise diğerler dinlere mensuptur. Almanya’da 160 kadar değişik dini cemaat vardır. Müslümanların, Yahudilerin ve diğer dini cemaatlerin bayram günleri resmi tatil günlerinden sayılmaz. [1]
İslam Almanya'da resmi din statüsünde değildir. Bu yüzden din hürriyeti ve kanunları altında açılamayan camiiler, ancak dernek sıfatı ile açılabilmektedirler.
2001 WTC olayının hemen arkasından, islami girişimler ve teşebüsler Anayasayı Koruma Teşkilatı (Verfassungsschutz; MİT'e eş) ve özellikle Federal Kriminal Teşkilatı (Bundeskriminalamt) tarafından daha da sıkı gözetlenmektedirler.
AB dışı vatandaşların yerel belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakları yoktur. Ancak Yabancılar Kurultay'ları (Ausländerbeirat) belediye yönetimlerine danışmancı ve tavsiyeci sıfatları ile katılırlar. Bu konuda Hollanda gibi diğer ülkeler belediye yerel seçimlerine seçmne ve seçilme haklarını tanımışlardır.
Sosyal ve Demografik Gelişme
Almanya'da yaşayan Türkleri sembolize eden Türk-Alman bayrağıİlk resmi sayımlara göre, Almanya’nın Aralık 2004’teki nüfusu 82,3 milyondur. 2003 yılında doğu Almanya 13,6 milyon kişi iken, batıdaki eyaletler ve Berlin nüfusun geri kalanını oluşturmaktadır. 2003 yılının sonunda Almanya’da 7,3 milyon yabancı (nüfusun %8,9) yaşamakta olup bunlardan yaklaşık 2,5 milyonu Türk vatandaşıdır. Federal İstatistik Ofisinin tahminlerine göre 2013 yılından itibaren nüfus azalmaya başlayacak olup, 2050 yılında 75 milyon rakamına düşecektir.
Bu tahminler göçmenlerin ülkelerine dönüş hızı ile artabilir ya da azalabilir. Avrupa'nın en fazla göçmen alan ülkesi durumunda iken, 1990 yılların başında alınan tedbirler ve başarısız entegrasyon politikası sonucu bu ülkede ciddi sosyal sorunlar ortaya çıktı. 2000 yılında değiştirilen vatandaşlık yasası bunu dahada pekiştirmişdir. Bundan dolayı nufüsta alman vatandaşı olmayanların sayısı yüksek doğurganlığa rağmen geriye gitmektedir. Wiesbaden'de bulunan Fedeal İstatislikler Dairesi hersene bu konuda bulgularını bültenle bildirmektedir.
Yaşlı nüfusun (60 yaş ve üstü) 2001 ve 2011 yılları arasında çalışan nüfusa (20-59 yaş) oranı yavaş yavaş yükselmesi beklenmektedir. Bu oranın 2050 yılında %78’e kadar çıkacağı tahmin edilmektedir. “Yaşlı” tanımı 65 yaş ve üstü olarak alınsa bile 2050 yılında bu oranın %55 olması, sosyal güvenlik sistemini ciddi olarak zorlayacağı anlamına gelmektedir.[2] 2005 yılı net göç oranı tahmini 2,18 göçmen / 1.000 kişi’dir. Her 1.000 yaşayan bebeğe karşılık, 4,16 bebek ölümü gerçekleşmektedir. 2005 yılı tahminlerine göre doğurganlık oranı 1,39 bebek / kadın’dır. 2001 yılında 43.000 kişi HIV/AIDS ile yaşamakta olduğu tahmin edilmektedir. AIDS’den ölümlerin 2003 yılında 1.000’in altında olduğu tahmin edilmektedir. [1]
İki Almanya'nın birleşiminden sonra doğu eyaletlerden batıya göç beklenmiş, ama bu göç beklenenin çok altında kalmışdır. Eski Doğu Almanya, bugün ise yeni eyaleletler diye adlandırılan bölgelerin sosyo-ekonomisi zayıf, çökmüş veya atıl durumda olduğu için yüzmilyarlarca Euro ya varan bir kalkındırma programı uygulanmaktadır. Bunun kaynağı içinse batıda çalışanlardan dayanışma vergisi kesilmektedir. Bu da halen kafalarda varsayılan duvarı pekiştimekte, doğulu (Ossi) ve batılı (Wessi) şeklinde tabirlenmektedir. İki Almanya'nın barışcı bir ayaklanma sonucunda 1990'da birleşmesinin mimarları o zamanın Şansölyesi Dr. Helmut Kohl, Dışişleri Bakani D. Genscher ve eski Sovyetler genel sekreteri Gorbaçov'dur.
1989'a kadar ekonomik durumdan son derece mutsuz olan Demokratik Alman C. vatandaşları Dresden ve diğer şehirlerinde her gece kilisenin önderliğinde "duvarlar insin (Mauer muss weg), halk biziz" (Wir sind das Volk) sloganları ile sakince protesto ederek yürüdüler. Diğer demir perde ülkelerindeki (Macaristan, Çek vs.) Batı Almanya temsilciliklerine toplu kaçış ve iltica girişimleri zamanın hükümetin değişmesine sebep oldu. Sosyalist Partinin (SED) rejim değişikliğini kabul etmek zorunda kalması sonucu sınırlar açıldı ve tam 40 yıllık hasret 1989'da bir gecede sona erdi. Batı Almanya, Doğu Almanya'da bulunan Varşova Paktının özellikle Rus ordusunun tekrar Rusya'ya geriye çekilmesini kolaylaştırmak ve bir tür geriye bırakılan taşınmaz mallar için 10 milyar Alman Markı'ndan fazla ödeme yaptı. Bugün taşınmaz mallara dahil arazi vb. lerin arındırılması ve çevre sağlığı için temizlenmesine devlet şimdiye kadar 60 milyar DM üzerinde harcamada bulundu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 34 ziyaretçi (50 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|