|
|
|
Amerika'nın 1492'de keşfinden sonra İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, bu kıtada toprak sahibi oldular. İngilizler, Amerika'daki topraklarını genişlettikten sonra İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerden göçmenler yerleştirerek koloniler kurdu. 18. yüzyıl ortalarında, bu kolonilerin sayısı 13'e yükseldi. Koloniler, ABD'nin temelini oluşturmuştur.
İngilizlere bağlı olan koloniler, İngiliz Kralı'nın tayin ettiği bir vali tarafından yönetiliyor ve bir de meclisleri bulunuyordu. Amerika'da yaşayan bu insanların İngiltere'nin özgür vatandaşlarından farkı yoktu. 1756-1763 yılları arasında İngiltere'nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakıyla yaptığı savaşlar (Yedi Yıl Savaşları), İngiltere'nin maliyesinin bozulmasına neden olmuştur.
İngiltere'nin mali durumunu iyileştirmek amacıyla yeni vergiler koyması, Amerika'daki kolonilerin tepkisiyle karşılaştı. 1774'te toplanan 1. Filedelfiya Kongresi'nde İngiltere ile savaşa karar verildi. 2. Filedelfiya Kongresi'nde (1776) 13 sömürge, bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu kongrede İnsan Hakları Bildirisi kabul edilerek onaylandı.
Fransa, İspanya ve Hollanda'dan yardım alan koloniler, İngilizleri yendiler. İngilizler, barış istemek zorunda kaldı ve Versaille (Versay) Antlaşması imzalandı (1783). Bu antlaşmaya göre:
İngilizler, 13 sömürgenin bağımsızlığını tanıdılar.
Antillerden bazı adaları ve Senegal'i Fransa'ya verdiler. Bağımsızlıklarını ilan eden eyaletler içişlerinde serbest olmak şartıyla bir araya gelerek Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular (1787).
ABD'nin Kuruluşunun Sonuçları
İnsan Hakları Beyannamesi ilan edilerek demokratik bir rejim kurulmuş ve Avrupa'ya örnek olmuştur.
Avrupa'ya karşı denge unsuru olmuştur.
Avrupa kültür ve medeniyeti yeni bir yayılma alanı bulmuştur.
Göçler sonucunda Avrupa'da işsizlik azalmış, siyasi ve dini kavgalar önemini kaybetmiştir.
Coğrafi Verileri
Konum: Kuzey Amerika'da, Kuzey Atlas Okyanusu ve Kuzey Pasifik Okyanusu kıyısında, Kanada ile Meksika arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 38 00 Kuzey enlemi, 97 00 Batı boylamı
Haritadaki konumu: Kuzey Amerika
Yüzölçümü: 9,629,091 km²
Sınırları: toplam: 12,248 km
Sınır komşuları: Kanada 8,893 km (2,477 km Alaska dahil), Küba 29 km, Meksika 3,326 km
Sahil şeridi: 19,924 km
İklimi: Çoğunlukla ılıman, Hawaii ve Florida'da tropikal, Alaska'da arktik, Mississippi Nehri kıyısında yarı bozkır, güneybatıda çorak iklim görülür.
Arazi yapısı: Geniş merkez ovası, batıda dağlar, doğuda tepelikler ve alçak dağlar, Alaska'da engebeli dağlar ve geniş nehir vadileri, Hawaii'de engebeli, volkanik arazi
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Death Valley 86 m
en yüksek noktası: McKinley Dağı 6,194 m
Doğal kaynakları: Kömür, bakır, kurşun, molibden, fosfat, uranyum, boksit, altın, demir, cıva, nikel, potas, gümüş, tungsten, çinko, petrol, doğal gaz, kereste
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %19
daimi ekinler: %0
otlaklar: %25
ormanlık arazi: %30
diğer: %26 (1993 verileri)
Sulanan arazi: 207,000 km² (1993 verileri)
Doğal afetler: Volkanlar, depremler, kasırgalar, toprak kaymaları
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 278,058,881 (Temmuz 2001 verileri)
Nüfus artış oranı: %0.9 (2001 verileri)
Mülteci oranı: 3.5 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini)
Bebek ölüm oranı: 6.76 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini)
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.26 yıl
erkeklerde: 74.37 yıl
kadınlarda: 80.05 yıl (2001 verileri)
Ortalama çocuk sayısı: 2.06 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.61 (1999 verileri)
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 850,000 (1999 verileri)
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 20,000 (1999 verileri)
Ulus: Amerikalı
Nüfusun etnik dağılımı: beyaz %83.5, zenci %12.4, Asyalı %3.3, Kızılderili %0.8 (1992)
Din: Protestan %56, Roma Katolikleri %28, Musevi %2, diğer %4, inançsız %10 (1989)
Diller: İngilizce, İspanyolca
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler
toplam nüfusta: %97
erkekler: %97
kadınlar: %97 (1979 verileri)
Yönetimi
Ülke adı: Resmi adı: Amerika Birleşik Devletleri
kısaltma: US yada USA (ing.), ABD (tr)
ingilizce: United States
Yönetim biçimi: Federal Cumhuriyet
Başkent: Washington, DC
İdari bölümler: 50 eyalet ve 1 bölge; Alabama, Alaska, Arizona, Arkansas, California, Colorado, Connecticut, Delaware, Kolombiya, Florida, Georgia, Hawaii, Idaho, Illinois, Indiana, Iowa, Kansas, Kentucky, Louisiana, Maine, Maryland, Massachusetts, Michigan, Minnesota, Mississippi, Missouri, Montana, Nebraska, Nevada, New Hampshire, New Jersey, New Mexico, New York, Kuzey Carolina, Kuzey Dakota, Ohio, Oklahoma, Oregon, Pennsylvania, Rhode Adası, Güney Carolina, Güney Dakota, Tennessee, Texas, Utah, Vermont, Virginia, Washington, Batı Virginia, Wisconsin, Wyoming
Bağımlı toprakları: Amerikan Samoa, Baker Adaları, Guam, Howland Adası, Jarvis Adası, Johnston Atol, Kingman Rsifi, Midway Adaları, Navassa Adası, Kuzey Mariana Adaları, Palmyra Atolu, Porto Riko, Virgin Adaları, Wake Adası
Bağımsızlık günü: 4 Temmuz 1776 (Büyük Britanya'dan)
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 4 Haziran (1776)
Anayasa: 17 Eylül 1787, 4 Mart 1789 tarihinde yeniden düzenlenmiştir.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: APEC (Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu), ARF, AsDB (Asya Kalkınma Bankası), ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Örgütü), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), CP, EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-5, G-7, G-10, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IEA (Uluslararası Enerji Ajansı), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), IOM (Uluslararası Göçmen Teşkilatı), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), ITU (Uluslararası Haberleşme Birliği), MINURSO (BM Bati Sahra Referandum Misyonu), MIPONUH, NAM, NATO (Kuzey Atlantik Asemblesi), NEA (Nükleer Enerji Kurulu), NSG, OAS (Amerika Devletleri Teşkilatı), OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü),OPCW, OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), PCA (Daimi Hakemlik Mahkemesi), SPC (Güney Pasifik Komisyonu), UN (Birleşmiş Milletler), UN Güvenlik Konseyi, UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği), UNIKOM (BM Irak-Kuveyt Gözlem Misyonu), UNITAR (BM Eğitim Araştırma Enstitüsü), UNMEE (BM Etyopya-Eritre Misyonu), UNMIBH (BM Bosna Hersek Misyonu), UNMIK (BM Kosova Geçici Yönetimi), UNOMIG (BM Gürcistan Gözlem Misyonu), UNRWA (BM Filistin Mültecileri Yardım Komisyonu), UNTAET (BM Doğu Timor Geçiş Yönetimi), UNTSO (BM Mütareke Gözlem Örgütü), UNU, UPU (Dünya Posta Birliği), WCL (Dünya Emek Konfederasyonu), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü), ZC
Ekonomik Göstergeler
GSYİH: Satınalma Gücü paritesi - 9.963 trilyon $ (2000 verileri)
GSYİH - reel büyüme: %5 (2000 verileri)
GSYİH - sektörel bileşim: tarım: %2
endüstri: %18
hizmet: %80 (1999)
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %3.4 (2000)
İş gücü: 140.9 milyon (2000)
İşsizlik oranı: %4 (2000)
Endüstri: Petrol, çelik, motorlu araçlar, telekomünikasyon, kimyasallar, elektronik, gıda maddeleri, madencilik
Endüstrinin büyüme oranı: %5.6 (2000 verileri)
Elektrik üretimi: 3.678 trilyon kWh (1999)
Elektrik tüketimi: 3.45 trilyon kWh (1999)
Elektrik ihracatı: 14 milyar kWh (1999)
Elektrik ithalatı: 43 milyar kWh (1999)
Tarım ürünleri: Buğday, diğer tahıllar, mısır, meyve, sebze, pamuk, et, kümes hayvanı, süt ürünleri, orman ürünleri, balık
İhracat: 776 milyar $ (2000 verileri)
İhracat ürünleri: Yatırım malları, otomobiller, endüstriyel mallar ve hammaddeler, tüketim malları, tarım ürünleri
İhracat ortakları: Kanada %23, Meksika %14, Japonya %8, İngiltere %5, Almanya %4, Fransa, Hollanda (2000)
İthalat: 1.223 trilyon $ (2000 verileri)
İthalat ürünleri: Ham petrol ve arıtılmış petrol ürünleri, otomobiller, tüketim malları, endüstriyel hammaddeler, yiyecek - içecek
İthalat ortakları: Kanada %19, Japonya %11, Meksika %11, Çin %8, Almanya %5, İngiltere, Tayvan (2000)
Dış borç tutarı: 862 milyar $ (1995 verileri)
Para birimi: ABD Doları (USD)
Para birimi kodu: USD
Mali yıl: 1 Ekim - 30 Eylül
İletişim Bilgileri
Kullanılan telefon hatları: 194 milyon (1997)
Telefon kodu: 1
Radyo yayın istasyonları: ** 4,762, FM 5,542, kısa dalga 18 (1998)
Radyolar: 575 milyon (1997)
Televizyon yayını yapan istasyonlar: 1,500 den fazla (1997)
Televizyonlar: 219 milyon (1997)
Internet kısaltması: .us
Internet servis sağlayıcıları: 7,800 (2000 verileri)
Internet kullanıcıları: 148 milyon (2000)
Ulaşım ve Taşımacılık
Demiryolları: 225,750 km (1999)
Karayolları: 6,370,031 km (1997)
Su yolları: 41,009 km
Boru hatları: petrol ürünleri 276,000 km; doğal gaz 331,000 km (1991)
Limanları: Anchorage, Baltimore, Boston, Charleston, Chicago, Duluth, Hampton Roads, Honolulu, Houston, Jacksonville, Los Angeles, New Orleans, New York, Philadelphia, Canaveral Limanı, Portland (Oregon), Prudhoe Bay, San Francisco, Savannah, Seattle, Tampa, Toledo
Hava alanları: 14,720 (2000 verileri)
Helikopter alanları: 131 (2000 verileri)
A.B.D.’ DE İÇ SAVAŞ
19.yüzyılın ortalarında A.B.D.’nin sosyo ekonomik yapısı özetle şöyle idi:
Kuzey eyeletleri hızla sanayileşmektedir.
Buna bağlı olarak ticaret hızlanmış,bankalar çoğalmıştır.
Güney eyaletlerinin ana ekonomik faaliyeti ise tarımdı.
Bu sektörün üretim gücü köle olan zencilerden oluşuyordu.
Kısacası güney eyaletleri köle gücüne dayalı feodal bir alt yapıya sahipti.
Kuzeyin kapitalist ilişkileri geliştikçe pazarı tıkanmaya başlamıştı.
Zira pazara arz edilen malları satın alacak halk büyük çoğunlukla gene kuzey eyaletleri idi.
Güney eyaletlerinde bu mallara talep önemli seviyede olamıyordu.
Zenciler köle oldukları için zaten gelirleri yoktu
Dolayısı ile pazardan mal talep etmeleri söz konusu değildi.
Toprak sahipleri ile diğer hür kesimler tarımsal ilişkilerini devam ettiriyorlardı.
Dolayısı ile kapitalist mallara talep en alt düzeyde idi.
Ekonomik gelişme 19.yüzyılın ortasında bir tıkanma ile karşıkarşıya kaldı.
Kuzeyin gelişmesini güney engelliyordu.
Kuzeydeki fabrika ve diğer iş yerlerinin ayrıca insan emeğine de ihtiyaçları vardı.
Zenciler köle oldukları için fabrikalarda çalışamazlardı.
Kısacası hem mallarını üretecek insanlar için,hem de üretilen mallarını satmak için zenci köleliği büyük bir engeldi.
Böylece kölelik kurumuna karşı bir mücadele başladı.
Başta başkan Abraham Lincoln olmak üzere bir çok politikacı harekete geçti. Köleliğin insanlık dışı olduğunu,her insanın hür olma hakkına sahip bulunduğunu söylüyorlardı.
Güney eyaletleri,statükolarını korumak için direndiler,sonra birlikten ayrıldılar.
Beklenen iç savaş 1861 yılında başladı,1865 yılında kuzeyin galibiyeti ile bitti.
ABD'nin Atlas Okyanusu kıyılarındaki ovaları, iç bölgelerdeki düzlüklerden ayıran geniş dağ kuşağına Ap-palaş Dağlan denir. Appalaş Dağları, Alabama'nın orta kesimlerinden başlayarak, Kana-da'nın doğusundaki St. Lavvrence Körfezi'ne

Adını sık sık doruklarını kaplayan bulut ve sisten alan Great Smoky Dağları (Büyük Dumanlı Dağlar).
kadar, kuzeydoğuya doğru 1.900 km boyunca uzanır. Bununla birlikte Appalaş Dağları ya da Appalaşlar adı yaygın olarak Hudson ve Mohavvk ırmaklarının güneybatısındaki bölge için kullanılır. Appalaşlar 17. yüzyılda Amerika'ya gelen göçmenlerin batıya doğru göçü önünde bir engel oluşturmuştur. Örneğin, Virginia kıyısındaki yerleşim yerlerinin 1607'de kurulmaya başlamasına karşın Yerli-ler'in yaşadığı Appalaş Dağları'ndaki sık ormanları geçip, bugünkü Kentucky'ye gelmeleri için 100 yıldan fazla bir zaman gerekmiştir.
Appalaşlar, uzun ve birbirine paralel vadilerle ayrılmış dağ sıralarından oluşan bir kuşak görünümündedir. Doğuda, Pennsyl-vania'dan Georgia'ya kadar uzanan Blue Rid-ge (Mavi Dağlar) kuşağı çok yaşlı bir dağ sırasıdır. Kuzey Carolina'da Black Mounta-ins'daki (Kara Dağlar) Mitchell Dağı, Appa-laşlar'ın bu bölgesindedir. Yüksekliği 2.000 metreyi aşan Mitchell Dağı, Kuzey Amerika' mn doğusundaki en yüksek doruktur. Milyonlarca yıldır su, rüzgâr ve hava koşullannın aşındırdığı Blue Ridge kuşağı, artık yüksek ve sarp değil, alçak ve yuvarlaktır. Great Smoky Dağları (Büyük Dumanlı Dağlar) Ulusal Parkı ünlü bir eğlence ve dinlenme yöresidir.
Blue Ridge'in devamı olan New Jersey Dağları, Pennsylvania'dan Hudson Irmağı vadisine kadar uzanır ve orada Hudson Dağlan adını alır. Bu dağlar yaşlı ve aşınmış olmakla birlikte çok çekici bir görünüme sahiptir.
Blue Ridge'in batısı, Alabama ortalarından başlayıp kuzeydoğuya doğru, Ne w York eyaletinin içlerine kadar uzanan bir dağlar ve vadiler kuşağıdır. Uzunluğu 1.600 km olan bu kuşağın eni 22 ile 95 km arasında değişir. Bu kuşağın doğusu, bölgede Shenandoah Vadisi diye bilinen Büyük Appalaş Vadisi'dir. İlk göçmenler bu verimli düzlükte yerleşmiş ve çiftçiliğe başlamışlardır.
Bu dağ ve vadi kuşağının batısı ise, Alabama'dan, New York'taki Mohavvk Irmağı'na kadar uzanan ve genelde Appalaş Yaylası diye adlandırılan geniş ve engebeli bir alandır. Bu bölgenin doğusunda New York'un güneyindeki Catskill Dağlan, Orta Pennsyl-vania'daki Allegheny Dağları, Doğu Ken-tucky, Tennessee ve Batı Virginia'yı kaplayan Cumberland Yaylası yer alır.
Appalaşlar, akçaağaç, meşe, laleağacı, huşağacı ve kışın yaprak dökmeyen bazı ağaçlann oluşturduğu sık ormanlarla kaplıydı. Bu orman örtüsünün büyük bölümü günümüzde de varlığını korumakla birlikte Büyük Appalaş Vadisi gibi daha alçak ve düz olan yerler tarım alanlarına dönüşmüştür. Bu alanların dışındaki bölgelerde hindi, ayı, tilki, geyik ve yabankedisi gibi hayvanlara sıkça rastlanır.
Bölgenin başlıca doğal kaynağı Pennsyl-vania'dan Alabama'ya kadar uzanan yayla bölgesinin büyük Appalaş kömür yatakların-daki taşkömürüdür. Öteki önemli maden kaynakları, New Jersey'de antrasit (sert maden kömürü) ve çinko, Tennessee'de bakır ve Alabama'daki geniş demir yataklarıdır. Penn-sylvania'da Pittsburgh ve Alabama'da Birmingham gibi büyük sanayi kentleri, bu madencilik bölgelerinin yakınında kurulmuştur.
AMERİKA adı İtalyan kâşif Amerigo Vespuc-ci'nin onuruna verilmiştir. Kristof Kolomb'un 1492'de Yenidünya'yı keşfinden bir süre sonra Amerigo Vespucci, Güney Amerika'da yeni bulduğu yerler ile ilgili bir kitap yayımladı. 1507'de bir harita uzmanı yeni keşfedilen bu toprakların bağımsız bir kıta olduğunu kanıtlayan Amerigo Vespucci'nin adını Yeni-dünya için kullandı. Panama Kıstağı ile birbirine bağlanan Kuzey ve Güney Amerika anakaraları tek bir kıta sayıldığında Asya'dan sonra dünyanın ikinci büyük kıtasıdır. Bu iki kara parçası iki ayrı kıta olarak kabul edildiğinde, sıralamada ikinciliği Afrika kıtası alır. Amerika dendiğinde Kuzey ve Güney Amerika kıtaları, Orta Amerika, Karayib Denizi'n-deki Büyük ve Küçük Antiller anlaşılır
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ (ABD) Kuzey Amerika kıtasında yer alan ve 50 eyaletten oluşan federal bir cumhuriyettir. Doğuda Atlas Okyanusu'ndan batıda Büyük Okyanus'a kadar uzanır. Eyaletlerden 48'i, kuzeyde Kanada ile güneyde Meksika ve Meksika Körfezi arasındadır. 1959'da katılan son iki eyaletten biri olan Alaska Kanada'nın kuzeybatısındadır; Havvaii ise Büyük Okya-nus'ta bir adalar grubudur.
ABD yüzölçümü bakımından SSCB, Kanada ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin ardından dünyanın dördüncü büyük ülkesidir. Nüfus açısından da Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan ve SSCB'den sonra gene dördüncü sırayı alır. Verimli toprakları, büyük ormanlık alanları ve geniş yeraltı kaynaklarıyla dünyanın en zengin ülkesidir.
Kıyı Ovası kuzeyde Atlas Okyanusu kıyısındaki Cod Burnu'ndan güneyde Florida'ya kadar uzanır; orada batıya kıvrılarak Körfez Kıyı Ovası adıyla Meksika'ya ulaşır. Bu bölge genellikle alçaktır, denizden yüksekliği ender olarak 150 metrenin üstüne
çıkar. Virginia, Kuzey Carolina, Florida ve Louisiana kıyılan boyunca bataklıklar, tuzlu kıyı gölleri, kum tepeleri ve kıyıya yakın adacıklar vardır. Appalaş Dağlan kuzeydoğu eyaletlerinden Alabama'nın güneybatısına doğru uzanan alçak dağlardan ve yaylalardan oluşan geniş bir kuşaktır. Hudson Irmağı vadisinin doğusunda aşınmış alçak dağ dizileri yer alır. Nevv Hamp-shire'ın Beyaz Dağları ile Vermont'un Yeşil Dağları bu yörededir.
Kuzey Amerika kıtasının kuzeyi eskiden buzullarla kaplıydı. Buzullar eriyince verimli topraklar, yuvarlak tepeler, alçak bayırlar, irili ufaklı .göller ve kayalıklar ortaya çıktı. Hudson Irmağı'nın batısında Nevv York'ta Mohavvk Irmağı vadisiyle birbirinden ayrılan Adiron-dack ve Catskill dağları uzanır.
Güneydoğuya doğru Appalaşlar birbirinden ayrı birçok dağ sırası, bayır ve yayladan oluşur. Bu yörenin dağlık olmayan kesiminde, Kuzeybatı Virginia'daki ırmaklann suladığı verimli tanm alanları vardır. Allegheny Yaylası Appalaşlar'ın batısında, Körfez Kıyı Ovası'na doğru alçalır. Bu yörelerin yaylaları mağaralarıyla ünlüdür. Bunlardan Kentucky' deki Mamut Mağarası dünyanın en büyük mağaralarındandır.
Appalaşlar'dan Kayalık Dağlar'a uzanan geniş düzlükler batıdaki Büyük Ovalar'ı da kapsar. Büyük Ovalar kuzeyde Kanada'dan güneyde Meksika'ya kadar göz alabildiğine dümdüz uzanan geniş topraklardır ve Missis-sippi Irmağı'nın batısında Kayalık Dağlar'a doğru hafifçe yükselir. Minnesota, Wisconsin ve Michigan'ın kuzeyinde, Büyük Göller'in kuzey kıyısında alçak tepelerden oluşan Supe-rior Yaylası yer alır. Zengin bir demir yatağı olan Minnesota'nın Mesabi Sıradağları ve Michigan'ın Porcupine ve Huron dağlan da bu yörededir. Ormanlarla kaplı bu alan demir, bakır ve başka maden yataklan yönünden zengindir.
Kayalık Dağlar Kanada sınırından Meksika'ya kadar ABD sınırları içinde 1.900 km
YÜZÖLÇÜMÜ: 9.529.063 km2. NÜFUS: 243.785.000 (1987 tahmini). YÖNETİM: 50 eyaletten oluşan bağımsız federal cumhuriyet.
BAŞKENT: Washington (District of Columbia).
DOĞAL YAPI: Ülkenin üçte birini Sierra Nevada ve Kayalık Dağlar'ı içine alan batıdaki dağlık yöreler kaplar. Doğuda ise engebeler daha alçaktır. Appalaş-lar başlıca sıradağlardır. Doğuya ve güneye doğru uzanan ortadaki geniş ovalar Mississippi-Missouri ırmaklarınca akaçlanır. Atlas Okyanusu kıyıları ve Meksika Körfezi dolayları ovalıktır. En yüksek tepe Alaska Dağları'ndaki McKinley'dir (6.194 metre). En uzun akarsu 6.212 km olan Mississippi-Missouri'dir. En büyük göl 58.016 km2 olan Michigan Gölü'dür.
BAŞLICA ÜRÜNLER: Mısır, buğday, arpa, soyafasulye-si, yerfıstığı, tütün, turunçgiller, pamuk, çiftlik hayvanları, kereste, petrol, kömür, doğal gaz, demir, bakır, kurşun, çinko, boksit, altın, gümüş, uranyum.
SANAYİ: Demir-çelik, makine, motorlu taşıtlar, havacılık, elektronik aletler, bilgisayar, besin, kimya ürünleri, plastik, dokuma, basım ve yayım, kâğıt, orman ürünleri.
ÖNEMLİ KENTLER: (Nüfusu 500.000'in üstünde olanlar) Baltimore, Boston, Chicago, Cleveland, Columbus, Dallas, Denver, Detroit, Honolulu, Houston, Los Angeles, Memphis, Milvvaukee, New Orleans, New York, Philadelphia, Phoenix, San Antonio, San Die-go, San Francisco, San Jose, Washington.
EĞİTİM: Eyaletlerin çoğunda zorunlu eğitim yaşı 7-16'dır.
California'dan Washington'a kadar uzanan Kaskad Dağları birçok volkanik doruğuyla ABD'deki olağandışı dağlardandır. 1914'ten 1921'e kadar volkanik etkinlik gösteren Las-sen Dağı ile en son 1980'de şiddetli bir patlamanın olduğu St. Helens Yanardağı burada yer alır. Kaskad Dağları'ndaki en yüksek doruk, Washington'da 4.392 metre yüksekliğindeki Mount Rainier'dır. Oregon'daki Ma-zama Dağı'nın tepesinde de 10 km genişliğinde bir krater gölü vardır.
Kıyı Dağları Washington, Oregon ve Cali-fornia kıyıları boyunca uzanır. ABD'nin doğal limanlarından Puget Koyu ve San Francisco Körfezi bu sıradağların kesintiye uğradığı yerlerde oluşmuştur.
ABD'nin iklimi yüzey biçimlerine bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Ülke, ortalama sıcaklık ve yağış gibi iklim özellikleri benzerlik gösteren sekiz iklim bölgesine ayrılabilir.
Nemli kara iklimi ABD'nin bütün kuzeydoğu kesimini etkiler. Doğuya doğru gittikçe yağmur miktarı artar. Mevsimler arasında büyük sıcaklık farkları vardır. Ocak ayı sıcaklığı genellikle 0°C'nin altındadır; -18°C'nin altına bile düşebilir. Yazlar genellikle sıcak ve nemlidir; sıcaklık ara sıra 38°C'nin üzerine çıkar.
Nemli astropikal iklim güneydoğuda egemendir. En soğuk ayda bile genellikle don olmaz. Yazlar uzun ve ılıktır. En çok yağış bölgenin doğusundadır. Dağlık yerler dışında kar yağışı enderdir.
Yarı kıraç iklim Büyük Ovalar'ın çoğu bölümünde, Colorado ve Columbia yaylaları ile Wyoming havzasında etkisini gösterir. Yıllık yağış 250 ile 500 mm arasında değişir. Kışlar çok soğuk, yazlar ise çok sıcaktır; 38°C sıcaklık olağan sayılır.
Çöl iklimi Nevada'da, Büyük Havza ve çevre eyaletlerde görülür. Yıllık yağmur 250 milimetrenin altındadır. Yazlar çok sıcak, kışlar ılık, ama kış geceleri serindir.
Ilıman deniz iklimi California'nın kuzeyinden, neredeyse Alaska Yarımadası'na kadar bütün Büyük Okyanus kıyılarında görülür. Yazlar serin, kışlar ise ılıktır. Don pek görülmez. Sisli ve bulutlu günler çoktur. Özellikle kışlar çok yağmurludur. Yıllık yağış 750 mm ile 3.800 mm arasında değişir.
Kuru astropikal iklim ya da Akdeniz iklimi California'nın büyük bölümünde görülür. Yazlar kuru ve sıcak, kışlar serin ve yağışlıdır. Mayıstan ekime kadar hemen hemen hiç yağış olmaz; yıllık yağış 500 mm kadardır. Kar Sierra Nevada dışında çok görülmez.
Arktik ve yarı arktik iklim Alaska'nın büyük bölümünde görülür. Kutup soğuğu Kuzey Buz Denizi'nin etkisiyle biraz yumuşar. Kutup Dairesi'ne yakın bölgelerde yazlar kısa ve sıcak, kışlar uzun ve son derece soğuk olur. Yıllık yağış 500 mm kadardır. Kutup bölgesinde yazın bile sıcaklık 10°C'nin üstüne seyrek çıkar. Yılın 10 ayında ortalama sıcaklık donma noktasının altındadır.
Tropikal iklim'in egemen olduğu Hawaii'de yağmur miktarı adalar arasında farklılık gösterir. Alçak yörelerde sıcaklık yıl boyu 24°C dolayındadır, dağlık bölgelerde — 6°C'ye kadar düşebilir.
ABD'de Büyük Ovalar'ın yayıldığı eyaletlerde ve Atlas Okyanusu kıyılarında her yıl 600 kadar kasırga ya da hortum adı verilen şiddetli fırtınalar olur.
Bitki Örtüsü ve Hayvan Varlığı
ABD bitki örtüsü ve hayvan varlığı yönünden orman, çayır, çöl ve tundra olmak üzere dört ana bölgeye ayrılır. En çok yağmur alan yörelerde ormanlar, daha az yağmur alan yerlerde çayırlar, yıllık yağış miktarı 250 milimetrenin altında olan yerlerde ise çöller oluşmuştur. Tundralar yüksek yerlerde, kutup ve yarı kutup bölgelerindedir. Ormancılık güney eyaletlerinde önem kazanmıştır. Bu bölgedeki çam, meşe ve ceviz ağaçları kâğıt ve mobilya sanayilerinde kullanılır.
Doğudaki ormanlarda ayı, kunduz, susa-muru, geyik ve sincap, kuzeydoğuda vaşak, sığın ve sansar yaşar. Güneyde ise tavşan, tilki, opossum, rakun, timsah, çıngıraklıyılan ve engerek gibi hayvanlara rastlanır.
Kayalık Dağlar'da, California, Oregon ve Washington'un bazı yerlerinde iğneyapraklı ormanlar yaygındır. Ayrıca huşağacı, kavak, meşe ve akçaağaç gibi ağaçlar da vardır. Boylan 100 metreyi aşan kıyı sekoyası gibi uluağaçlar California'da yetişir. Kuzeybatı kıyısındaki ormanlar başlıca kereste kaynağıdır. Bu ormanlarda kara ve boz ayı, geyik, tilki, rakun ve misk sıçanları yaşar. Büyük Okyanus kıyılarında foklar ve denizaslanları vardır.
Büyük Okyanus kıyısında ve İç Yaylalar'da ladin, sedir ve huşağaçları arasında rengeyiği, sığın, ayı, tilki, kurt gibi hayvanlar yaşar. Kuzey Amerika'nın içlerinde eskiden insan boyu olan çayırlar bugün yerini ekili tarlalara bırakmıştır. Eskiden bu yörelerde sürüler halinde bizonlar dolaşırdı.
Nevada'nın büyük bölümünü, Utah, Arizo-na, California ve New Mexico'nun bazı bölümlerini kaplayan çöllerde avizeağacı ve çeşitli kaktüsler yetişir. Arizona'daki bir kaktüs türü olan saguaro 15 metre boyundadır. Çöllerde iguana, çeşitli kurbağa, keler ve yılan türleri yaşar.
Alaska'nın kutup bölgesinde yosun, liken ve fundalıklar vardır. Alaska ormanları rengeyiği başta olmak üzere birçok geyik türünü, kutup ayılarını, tilki, kurt, misk öküzü ve çeşitli küçük hayvanları barındırır. Kıyılarda ise foklar yaşar.
Havvaii'deki tropikal ağaçlar arasında hindistancevizi, mango ve kavunağacı başta gelir. Hayvan türleri azdır.
Akarsu ve Göller
Dünyanın en büyük ve yararlı ırmaklarına sahip olan ABD'de, Mississippi-Missouri akarsu sistemi 6.212 km uzunluğundadır. Ohio, Illinois, Arkansas ve Platte gibi kollarıyla birlikte iç ovaların büyük bir bölümünü akaçlar. Öteki önemli ırmaklar arasında Hudson, Tennessee, Colorado, Columbia ve Rio Grande sayılabilir.
ABD'deki Büyük Göller dünyanın en önemli iç suyollarıdır. Demir, kömür, buğday gibi ürünler batıda Superior ve Michigan göllerinden doğuda Huron, Erie ve Ontario göllerine, oradan da St. Lawrence suyoluyla Atlas Okyanusu'na taşınır.
ABD halkını çeşitli uluslardan ve ırklardan insanlar oluşturur. Bu insanlar bir yandan kendi gelenek ve yaşam biçimlerini korumaya çalışırken, öte yandan birbirlerinden etkilenirler. ABD'ye göçenlerin çoğu Avrupa'dan gelmiştir. Son yıllarda Asya ve Güney Amerika'dan göç edenlerin sayıları da artmaktadır.
Avrupalılar Amerika'yı 15. yüzyılda keşfettiler. İspanyollar Florida'yı, güneybatı ve batı kıyılarını işgal ettiler. İngilizler, İskoçlar, İrlandalılar ve Hollandalılar ise Atlas Okyanusu kıyılarına yerleştiler. Göçmenler yeni yerleşim yerleri (koloniler) kurarken ve ülkenin sınırlan batıya doğru genişlerken, oralarda eskiden beri yaşayan yerli kabilelerin direnişiyle karşılaştılar. Uzun mücadelelerin sonunda Amerika Yerlileri topraklanm koru-yamadılar .
1619'da ilk Siyah Afrikalı kafilesi köle olarak pamuk, tütün ve pirinç tarlalarında çalıştırılmak üzere gemilerle Amerika'ya getirildi.
1840-90 arasında İngiltere, İrlanda, Almanya ve İskandinav ülkelerinden büyük bir göçmen dalgası daha geldi. Bunlar Ortabatı Amerika'da, Çinliler ve Asyalı göçmenler ise batı topraklarında ve California'da yerleştiler. Göçmen akını karşısında 1882'de Kongre, Çin'den göçmen alınmamasına karar verdi; öbür ülkelerden gelenler için de bazı sınırlamalar getiren bir yasa çıkardı. 1900'den sonra her yıl ortalama 1 milyon göçmen gelmeyi sürdürdü. 1907'de Japon işçilerinin ABD'ye göçü engellendi; 1921'de çıkanlan yeni göçmen yasasıyla her ülke için göçmen sayısını belirleyen kotalar kondu.
ABD'deki azınlıklar içinde en renkli gruplardan biri İspanyol Amerikalılar'dır. Ana dillerinin İspanyolca olmasından ötürü bu adla anılırlar. Bunlar Meksikalılar (7 milyon), Porto Rikolular (yaklaşık 1,6 milyon) ve Kübahlar'dan (600.000) oluşur. Özellikle Meksikalılar giyimlerinde, mutfaklannda ve sanatlannda göze çarpan zengin kültür birikimleriyle çevrelerinde çok etkili olmuşlardır. Ne var ki, Kübalılar'ın dışında, İspanyol Amerikalılar'ın yüzde 20'si çok yoksuldur.
1790'dan beri her 10 yılda bir yapılan nüfus sayımlannın sonuncusu olan 1980 sayımına göre, ABD'nin nüfusu 226.504.825'tir. Yıllık ortalama nüfus artışı 2,3 milyon kişidir.
ABD'de nüfusu 1 milyonun üstünde altı kent vardır. 7 milyon nüfuslu New York kentini Los Angeles (3,3 milyon), Chicago (3 milyon), Houston (1,7 milyon), Philadelphia (1,6 milyon) ve Detroit (1,1 milyon) izler.
ABD'de yaşlı insanların nüfus içindeki oranı giderek yükselmektedir. Bugün bir ·Amerikalı'nın ortalama ömrü 74 yıldır. Erkekler ortalama 23, kadınlar ise 21 yaşında evlenirler. Gene 1980 sayımına göre nüfusun yüzde 83'ü beyaz, yüzde 12'si Siyah'tır. Geriye kalan yüzde 5'i Kuzey Amerika Yerlileri ve Asyalılar oluşturur.
Amerika'ya ilk yerleşenler arasında ülkelerini dinsel baskılardan ötürü terk etmek zorunda kalanlar önemli bir grup olduğu için, Amerikan Anayasası yurttaşlarına inanç özgürlüğü tanımıştır. Amerikalılar çeşitli Hıristiyan kiliselerine bağlıdırlar. Bunlardan yüzde 54'ü Protestan, yüzde 37'si Katolik'tir. En büyük dinsel gruplardan biri de Museviler'dir. Öbür önemli dinsel toplulukları Budacılar, Müslümanlar ve Hindular oluşturur.
Amerika'nın keşfedilmesinden sonra İngilizce konuşulan yerleşim yerlerinin kalabalık-laşarak hızla yayılması İngilizce'nin benimsenmesine ve yeni ulusun resmi dili olmasına yol açtı. Bununla birlikte ABD'de konuşulan İngilizce, çeşitli uluslardan göçmenlerin dillerinin de etkisiyle başkalaşmış ve çok sayıda yeni sözcük kazanmıştır. Dilin yapısı ve kuralları ise aynıdır. Bölgeler arasında lehçe farklılıkları vardır.
1960'larda ABD'deki azınlık gruplar ve Meksikalı Amerikalılar anadillerinde eğitim görmek için mücadele etmişlerdir. 1968'de iki dilde eğitim yasası (İngilizce ve İspanyolca) Kongre'den geçmiştir.
ABD'de eğitim devletin ve yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Eyalet yönetimleri çeşitli yollardan eğitim kuruluşlarına destek olur. Anayasaya göre devlet işle'ri ile din işleri ayrı olduğundan, devlet okullarında din eğitimi yapılmaz. İlköğrenim sekiz yıldır. Daha sonra dört yıl süreli ortaöğrenim gelir. Her iki öğrenim aşaması da genellikle parasızdır. Okula gitmek 7-16 yaş arasında zorunludur. İlk ve ortaöğrenim kuruluşlarındaki öğrenciler ülke nüfusunun dörtte birini oluşturur. İlk ve ortaöğrenimdeki öğrencilerin yüzde 90'ı devlet okullarında okumaktadır. Geri kalanlar ise çoğunlukla Katolik okullarına devam eder.
ABD'de 3.000'in üzerinde kolej ve üniversite gençlere daha ileri düzeyde eğitim olanağı sağlar. Bu okullardaki öğrencilerin üçte biri devlet burslarıyla öğrenimlerini sürdürürler. ABD'de ulusal savunmadan sonra en büyük devlet harcaması eğitim için yapılır.
15. ve 16. yüzyıllarda Portekiz ve İspanya coğrafi keşiflerin öncüleriydi. İspanya Krallı-ğı'nın gemileriyle yola çıkarak 1492'de Amerika'ya ayak basan Kristof Kolomb burasını Hindistan'ın doğusu sanarak, yerli halka Hintli anlamında "los Indos" demişti. Amerika'nın yerli halkı dağınık kabileler halinde yaşamaktaydı. İspanya kralı ile kraliçesi Kolomb'un yeni bir ülke keşfettiğini öğrenir öğrenmez ona sahip çıkmakta gecikmediler. Karayib Denizi'ndeki adaları, Meksika'yı, Orta Amerika'yı ve Brezilya dışında bütün Güney Amerika'yı ele geçirdiler. Böylece neredeyse Kuzey ve Güney Amerika kıtalarının tamamı İspanya'nın oldu.
İngilizler, Hollandalılar ve Fransızlar da bu yeni kara parçasına ilgi göstermeye başlamışlardı. İngilizler ilk kez 1607'de altın bulmak amacıyla Virginia'ya ayak bastılar, ama altın bulamadılar. Zorlu yıllardan sonra tütün yetiştirmeyi başararak durumlarını düzelttiler. 1619'da ilk kez kadınlar ve gene aynı yılda
lonisi için, yasalarını halkın yapacağı bir hükümet önerdi ve Philadelphia'yı "Kardeşlik Kenti" ilan etti.
İngiliz kolonilerinde yönetim biçimi İngiltere'ye benziyordu. Bazı kolonilerin valileri İngiltere kralınca atanıyordu. Bazılarında da İngiltere kralının koloni topraklarını bağışladığı toprak sahibi vali oluyordu. Yalnızca iki kolonide (Connecticut ve Rhode Island) vali halk tarafından seçiliyordu. Her koloninin mülk sahiplerince seçilen bir meclisi vardı. İngiltere kolonilerini kendi imparatorluğunun bir parçası olarak kabul ettiğinden, savaş açılması, ticaret kurallarının saptanması, vergi alınması gibi konularda son sözün kendisinde olması gerektiğini düşünüyordu.
İnsanlar yeni yerleştikleri bu ülkede birçok güçlükle karşı karşıyaydılar. Yiyecek ve yerleşim sorunları, Yerliler ile mücadele hiç bitmiyordu. Güneyde doğa koşulları daha elverişliydi. Bazı tarlalarda köle emeğiyle çok fazla ürün kaldırılabiliyordu. Koloniler hem birbirleriyle, hem de İngiltere ile ticaret yapıyordu.
Göçmenler ilk yerleşme sorunlarını çözdükten sonra çocuklarının eğitimi konusunu ele aldılar. 1647'de Massachusetts'de çıkarılan bir yasa ile en az 50 ailenin bulunduğu her yerleşim yerine bir okul açılması kabul edildi. 1636'da Harvard ve 1701'de Yale kolejleri kuruldu. 1638'de Massachusetts'de ilk basımevi çalışmaya başladı.
1750 yılına gelindiğinde kolonilerde 1 milyon 200 bin insan yaşıyordu. Bu rakam Fransız yerleşmelerinde yaşayanlardan 15 kat fazlaydı. İngiliz kolonilerinde yaşayanlar daha batıya doğru yayılabilmek için Fransız bölgelerine sürekli akınlar düzenlemeye başladılar. 1763'te Avrupa'daki Yedi Yıl Savaşı İngiltere'nin zaferiyle sonuçlandıktan sonra Fransız Kanadası ile Mississippi Irmağı'nın doğusundaki topraklar İngiltere'nin denetimine geçti .
Amerikan Devrimi olarak da bilinen bağımsızlık savaşıyla 13 Amerikan kolonisi, Amerika Birleşik Devletleri adında bağımsız bir ülke oldu. Bağımsızlık Savaşı 1775'te başladı, 1783'te Paris Antlaşması'yla son buldu.
Bu savaşın öncesinde İngiltere çok yüksek olan savaş borçlarını ödemek ve kolonilerdeki askerlerinin giderlerini karşılamak için koloniler ile arasındaki ticareti daha sıkı denetleyip daha yüksek vergiler almak istedi. Bunun için 1765'te Damga Yasası adı altında yeni bir vergi koyunca halk buna tepki gösterdi ve damga pullarını almadı. Tüccarlar da İngiltere'den gelen malları boykot ettiler. İngiltere hükümeti Damga Yasası'nı yürürlükten kaldırmak zorunda kaldı. Ama bu kez de Amerikan limanlarına giren çay, kurşun, kâğıt, cam gibi mallara gümrük vergisi koydu. Kolonilerde yaşayanlar, temsilcilerinin bulunmadığı İngiliz yönetimince alınan bu kararları tanımayacaklarını açıklayarak İngiltere'den gelen mallan gene boykot ettiler. 1770'te İngilizler Boston'a iki alay asker göndererek halka gözdağı vermek istediler; ne var ki, silahlar patladı ve kanlı olaylar çıktı. Bunun üzerine İngiltere çaydan alınan vergi dışında-kileri kaldırdı. Çay çok ucuz olduğu halde vergisi çok yüksekti; bu nedenle halka çok pahalıya geliyordu. Buna karşı çıkan koloni halkları 1773'te İngiltere'den gelen çay yüklü gemilere Yerli kılığında girip çayları denize döktüler. Amerikan tarihinde Boston Çay Partisi olarak adlandırılan bu olaydan sonra İngiltere, dökülen çayın bedeli ödeninceye kadar Boston limanını gemilere kapattı ve Massachusetts'de sıkıyönetim ilan etti.
Bu tutum kolonilerin özgürlüklerini korumak için bir araya gelmelerine yol açtı. 1774'te Philadelphia'da 13 koloninin temsilcileriyle Birinci Kıta Kongresi toplandı. İngiltere ile ilişkilerin düzeltilmesinin yollarının arandığı bu kongre başarısızlıkla sonuçlandı. İngiliz birlikleri ile koloni gönüllüleri arasında başlayan çarpışmalar Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nın başlangıcı oldu.
1775'te İkinci Kıta Kongresi toplandı. George Washington kongre tarafından başkomutanlığa atandı. Kolonilerde yaşayan halkın bir bölümü İngiltere'ye karşı savaşmak istemiyordu. Buna karşılık Benjamin Franklin, Thomas Jefferson, Samuel Adams gibi önderler kolonilerin haklarını savunmalarını istiyorlardı Thomas; Washington, George). Jefferson 4 Temmuz 1776'da Bağımsızlık Bildirgesi'ni kaleme aldı. Bildirgeye göre, Tanrı tüm insanla-n eşit yaratmış ve onlara vazgeçilmez haklar tanımıştı. Bu haklar arasında yaşam, özgürlük ve mutlu olma hakkı vardı. Hükümetlerin varlığı bu hakların elde edilmesine yardımcı olmak içindi. Bu hakları sağlayamayan hükümetleri devirmek ve yeni bir hükümet kurmak halkın hakkıydı. Bildirge, 13 Amerikan kolonisinin bağımsızlığını ilan ediyordu.
Başlangıçta iyi gitmeyen savaş, daha sonra Fransızlar'ın yardımıyla seyrini değiştirdi. 1781'de İngilizler teslim olduktan sonra, 1783'te imzalanan Paris Antlaşması'yla, Amerikan kolonilerinin bağımsızlığı tanınmış oldu
Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında, 1781'de yürürlüğe giren Konfederasyon Sözleşmesi eyaletler arasında oldukça gevşek bir birliği öngörüyordu. Ulusal meclis halktan doğrudan vergi almaya yetkili değildi. Yaptırımcı güce sahip merkezi bir yönetim öngörülmemişti. Çok geçmeden eyaletlerden oluşan bu birliğin güçlü olmadığı anlaşıldı. Konfederasyon Sözleşmesi 'nden hoşnut olmayan George Washington, Alexander Hamilton ve öteki önderler, 1787'de Philadelphia'da yeniden bir kongre toplayarak yeni bir anayasa hazırladılar. Bu anayasayla federal bir hükümet biçimi benimsendi. Eyalet yönetimleri merkezi hükümeti denetleyebiliyordu. Merkezi yönetim de bütün ulusu ilgilendiren konularda daha geniş yetkilere kavuştu. Kongre, Temsilciler Meclisi ve Senato'dan oluşuyordu. Yasama organı Kongre, yürütmenin başı olan ABD başkanı ve mahkemelerden oluşan yargı sistemi arasında karşılıklı denetleme ilkeleri getirildi. Her eyaletin Se-nato'da iki oyu olmasına karşılık, Temsilciler Meclisi'nde eyaletler nüfuslarına göre temsil edildiler. Anayasayı yapanlar temsili olmakla birlikte bütünüyle demokratik olmayan merkezi bir yönetimi öngördüler. Halk, başkanın ve yardımcısının seçimine dolaylı olarak katılabiliyordu; yürütmenin ve yargının görevlileri ise atanıyordu. Temsilciler Meclisi üyelerini ise halk seçebiliyordu. Anayasada değişiklik yapmak oldukça zordu. Bunun için Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinin üçte ikisi gibi bir çoğunluk gerekiyordu. Bu nedenle 3.000'den fazla değişiklik önerisinin ancak 26'sı gerçekleşti. Bu değişikliklerin ilk 10'u kişi özgürlüklerinin dokunulmazlığını kapsayan Haklar Bildirgesi (1791) olarak bilinir.
Hükümet yeni anayasaya uygun olarak 1789'da New York'ta kuruldu ve George Washington ilk ABD başkanı oldu.
Ülke bağımsızlığına kavuştuktan sonra sınırlarını genişletmeye başladı. Kurulacak yeni ler yüzünden 1812'de İngiltere'ye savaş açtı. 1814'te sona eren savaş ABD'ye zafer kazandırmadı; ama halk bu savaşı ABD'nin kazandığına inandığı için milliyetçilik duygularının yoğunlaşmasına neden oldu. ABD ulusal marşı da bu sırada yazıldı.
19. yüzyılın başlarında bağımsızlığını kazanan Orta ve Güney Amerika'daki eski İspanyol sömürgeleri üzerinde İspanya yeniden egemenlik kurmak istedi. Bunun üzerine ABD Başkanı James Monroe 1823'te, günümüzde de "Monroe Doktrini" adıyla geçerliliğini koruyan ve Amerika kıtasındaki bağımsız ülkelere dışardan saldırıyı engelleyen bir bildiri yayımladı
Yeni Buluşlar ve Gelişmeler
ABD'de ticaret, sanayi ve tarım alanlarında gözlenen hızlı gelişmenin, yeni keşifler ve buluşlarla doğrudan ilişkisi vardır. 1793'te Eli Whitney'in bulduğu çırçır makinesi, çiğiti pamuktan ayırmaya yarıyordu. 1846'da Elias Hovve'un dikiş makinesini bulmasıyla pamuklu ve yünlü kumaşlardan yapılan giysiler fabrikalarda üretilmeye başlandı.
Tarım alanındaki yeni buluşlar da çiftçilerin daha az emekle daha çok ürün elde etmelerini sağladı. Ürünlerin bir yerden başka yerlere taşınması yeni kara ve suyollarının açılmasını gündeme getirdi. 19. yüzyılın başlarında çok sayıda kanal açıldı. 1825'te açılan Erie Kanalı, New York eyaletini aşarak Erie Gölü'nü
Hudson Irmağı'na bağladı. Buhar makinesinin bulunması ve geliştirilmesi ise ticaretin ve taşımacılığın yolunu iyice açtı. Robert Fulton' un yaptığı ilk buharlı gemi 1807'de başarıyla suya indirildi .
1830'ların ilk yıllarında demiryolları yapımına başlandı. 20 yıl içinde 14.500 kilometreden fazla ray döşendi; buharlı lokomotifler yaygınlaştı. Ulaşımdaki bu gelişmeler madencilik, sanayi ve ticareti olumlu yönde etkiledi. 1840'ta ülkenin nüfusu 17 milyonu aşmış, batıda birçok yeni eyalet kurulmuştu. 1845'te Texas, Meksika'dan ayrılarak ABD'ye katıldı. 1848'de ülkenin sınırları Büyük Okyanus'a ulaştı.
Reformlar, Uyuşmazlıklar ve Kölelik Sorunu
Anayasanın amaçlarından biri de toplumda fırsat eşitliğini, eğitim, sağlık, güvenlik gibi gereksinimleri karşılamaktı. 1820-60 yılları arasında ABD yasalarında yeni düzenlemeler yapılması için çok sayıda öneri geldi. Bunlardan bazıları kabul gördü. Toprak sahibi olma zorunluluğu kaldırılarak bütün erkeklere eşit oy hakkı tanındı. Oysa kadınların bu konuda çok daha uzun bir süre savaş vermesi gerekecekti. Okullar yalnızca yükseköğrenim yapacaklara değil bütün çocuklara açık olmalıydı. Massachusetts'de ve New York'ta Siyahlar dışındaki bütün çocuklar için açık, parasız ilköğretim başlatıldı.
Fabrika işçileri güvenli iş koşullan, daha kısa işgünü, daha çok ücret ve çocuklanna eğitim olanağı sağlanması için sendikalarda bir araya geldiler. 1840'ta yeni bir yasayla işgünü 10 saate indirildi.
Bu dönemde ülkedeki en büyük uyuşmazlık kölelik sorunundan kaynaklanıyordu. Kölelerin çoğu güneyde, pamuk ve tütün tarlala-nnda çalıştınlmaktaydı. Özellikle ABD'nin kuzey eyaletlerinde, köleliğin insanlığa aykırı olduğu ve kaldınlması gerektiği yolunda eğilimler vardı. 1787'de Ohio Irmağı'nın kuzeyindeki bölgede köleliğe son verildi. 1804'te bütün kuzey eyaletlerinde kölelik kaldırıldı, 1808'de de köle ticareti yasaklandı.
1830-40 yıllarında kölelik tartışması hâlâ sürüyordu. ABD'ye yeni katılan eyaletlerin köleci eyaletler olması sorun yaratıyordu. Harriet Beecher Stowe'un Tom Amcanın Kulübesi (Uncle Tom's Cabin; 1852) adındaki romanı, kölelik konusundaki duyarlığı doruk noktasına çıkardı. Kölelik tartışması 1860 seçim kampanyasının başlıca odağı haline geldi. Köleliğe karşı olan Abraham Lincoln Cumhuriyetçi Parti'den başkan adayı oldu.
Abraham Lincoln'un başkan seçilmesinden kısa bir süre sonra, Güney eyaletleri "Amerika Konfederasyonu" adı altında ayrı bir federasyon oluşturdular ve Jefferson Davis'i başkanlığa getirdiler. Lincoln ise başkanlık görevini üstlenirken yaptığı konuşmada, ülkenin birliğini sağlamakta kararlı olduğunu açıklamıştı.
İlk atışın Güney'den gelmesiyle 1861'de başlayan İç Savaş dört yıl sürdü. 600 bin Amerikalı'nın can kaybına ve büyük toplumsal çalkantılara neden oldu. Başlangıçta her iki taraf da böyle bir savaşa hazır değildi. Ne var ki Kuzey, sanayisi daha gelişmiş olduğu için savaşı Güney topraklarında da sürdüre-bildi. 1863'te Lincoln, savaştığı Güney eyalet-lerindeki kölelere özgürlük verildiğini açıkladı. Savaş Kuzey'in kesin zaferiyle sonuçlandı . İç Savaş ABD sınırlan içinde bireylerin özgürlüğünün güvence altına alınmasını sağladı ve 4 milyon köle özgürlüğüne kavuştu. Ayrıca, özellikle Kuzey'in ekonomisinin hızla gelişmesine yardımcı oldu. Lincoln savaşın sonunda ülkenin yaralannın sanlması için bir program hazırlamıştı, ama bansın sağlanmasından birkaç gün sonra öldürüldü.
Güney, savaştan büyük bir yıkıntıyla çıktı. Özgürleşen eski köleler iş aramak için başvurmadık yer bırakmıyor, ama pek azı başanlı olabiliyordu. Savaştan sonraki 10 yıl içinde Güney'de kölelerin yerini ortakçı çiftçiler aldı. 1862'de çıkarılan bir yasayla batıya yerleşmek isteyenlere parasız toprak edinme olanağı sağlandı. Aynı yıllarda posta arabala-nyla batı ile doğu arasında ulaşım sağlandı.
1861'de Nevv York ile San Francisco arasında ilk telefon hattı kuruldu.
1864'te ABD imalat sanayisi ürünlerinde dünya dördüncüsü iken 30 yıl sonra, 1894'te dünya birincisiydi. Alabama'daki zengin demir yatakları, çelik üretiminin artırılmasında etkili oldu. 1859'da Pennsylvania'da petrol bulunması, gelecekteki otomobil ve uçak motoru sanayileri için çok önemliydi. 1879'da Thomas Edison elektriği buldu. 1893'te Duryea Kardeşler'in yaptığı ilk başarılı Amerikan arabasından sonra aynı yıl Henri Ford benzinle çalışan ilk otomobili yapmayı başardı. 1903'te Wright Kardeşler uçakla ilk başarılı uçuşu gerçekleştirdiler. 1914'te I. Dünya Savaşı başladığı sırada uçak yapımcılığı henüz ilk aşamasmdaydı.
1867'de Rusya, Alaska'yı 7 milyon 200 bin dolara ABD'ye sattı . Büyük Okyanus'ta gemilerin uğrak yeri olan Havvaii Adaları da 1898'de Kongre kararıyla ABD' ye bağlandı. Aynı yıl Küba üzerindeki anlaşmazlık yüzünden İspanya ile ABD arasında savaş çıktı. Savaşın sonunda Porto Riko, Filipinler ve Guam Adası ABD'nin denetimine girdi. İspanya'ya ödenen 20 milyon dolarla Küba bağımsızlığını elde etti. Panama'dan toprak satın alan ABD 1914'te Panama Kana-h'nı açtı.
Sanayici ve Emekçilerin Örgütlenmesi
19. yüzyılın sonlarına doğru bazı büyük şirketler tröst adı verilen sanayi tekellerini oluşturdular. Tröstler üretimi ve satışı denetim altında tutuyor ve mallarına diledikleri fiyatı koyuyorlardı. Küçük üretici, tüccar ve halk bundan zarar görüyordu. Büyüyen şirketler demir-çelik tesislerine, petrol kuyularına, zengin maden yataklarına, demiryollarına ve göllere sahip oldular. Andrevv Carnegie ve John D. Rockefeller ABD'deki büyük tekelci işletmelerin ilk girişimcileridir.
İşletmelerin büyümesiyle birlikte büyük işyerlerinde topluca çalışmaya başlayan emekçiler, haklarını aramak için sendikalarda örgütlenmeye başladılar. 19. yüzyıla gelindiğinde bazı kentlerde marangozlar, ayakkabıcılar gibi gruplar meslek birlikleri kurmuşlardı. Ne var ki işçilerin ve öteki emekçilerin ulusal çapta örgütlenmeleri I. Dünya Savaşı'ndan sonra başladı. 1886'da kurulan Emek Federasyonu marangoz, tesisatçı gibi nitelikli işçileri kapsıyordu. Bu federasyon sekiz saatlik işgünü, altı günlük çalışma haftası ve çocukların çalıştırılmaması için uğraş verdi. 1930'larda belirli işkollarına göre örgütlenmenin yanı sıra demir-çelik, madencilik, motorlu taşıt gibi temel sanayi dallarında örgütlenmek için komiteler oluşturuldu. 1939'da Sanayi Örgütlenme Kongresi adı altında bir örgüt kuruldu ve hızla gelişti . Çiftçiler de tarım alanında örgütlenmeye başladılar.
I. Dünya Savaşı bir yanda Almanya, Avus-turya-Macaristan, Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan (İttifak Devletleri), öbür yanda İngiltere, Fransa ve Rusya (İtilaf Devletleri) olmak üzere Avrupa ülkelerini ikiye böldü. 1917'ye kadar tarafsızlığını sürdüren ABD, İtilaf Devletleri ile olan ticaretini Almanlar'ın engellemesi yüzünden Nisan 1917'de savaşa girdi; ama topraklarının çok ötesinde çarpışıl-dığı için ülke hiç yıkıma uğramadı. İtilaf Devletleri'nin savaşı kazanmasında ABD'nin büyük payı oldu. 1918 Kasım'ında Almanlar' ın teslim olmasıyla I. Dünya Savaşı sona erdi
Bolluk Yıllarından Büyük Bunalıma
I. Dünya Savaşı sırasında savaşan ülkelerin
Francisco'da toplanarak Birleşmiş Milletler örgütünü kurdular. Birleşmiş Milletler'in amacı ülkeler arasında barışçıl ilişkilerin kurulmasına ve dünyadaki tüm halkların ekonomik, siyasal ve toplumsal gelişmesine yardımcı olmaktı
1947'de ABD, dış siyasetine iki yenilik getirdi. Roosevelt'in ölümünden sonra başkan olan Harry S. Truman'ın adını taşıyan "Truman Doktrini"nîn amacı, komünizmden etkilenebilecek ülkelere caydırıcı nitelikte, ekonomik ve askeri yardımda bulunmaktı. ABD Dışişleri Bakanı George C. Marshall'ın adını taşıyan "Marshall Planı" ise savaşta yıkıma uğramış Avrupa ülkelerine, toparlanmaları için yardım amacını güdüyordu. 1949'da ABD, Kanada ve 10 Avrupa ülkesi herhangi bir saldırıya karşı Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nü (NATO) kurdular.
1950'de Kuzey ve Güney Kore arasında savaş çıktı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Güney Kore'ye yardım göndermeye karar verdi. Başkan Truman Japonya'da bulunan Amerikan birliklerinin Güney Kore'ye gönderilmesi için emir verdi. Kore Savaşı 1953'te sona erdi. Kuzey ve Güney Kore arasında tarafsız bir bölge oluşturulmasına karar verildi.
1952'de başkanlığa seçilen Dwight D. Eisenhower, 1928'den beri ilk Cumhuriyetçi başkan olma özelliği taşıyordu. 1954'te ABD Yüksek Mahkemesi, Siyah ve beyaz çocukların ayrım gözetilmeksizin aynı okulda okumalarına karar verdi. Güney eyaletlerinin çoğunda hâlâ ayrımcılık vardı. Yüksek Mahkeme' nin bu kararı büyük tepkilere neden oldu. 1950-60 yıllarında Siyahlar ayrımcılığa karşı çıkarak eşit haklar isteminde bulundular
4 Ekim 1957'de SSCB dünyanın ilk yapma uydusu olan Sputnik I'i uzaya fırlattı. Bunu 31 Ocak 1958'de ABD'nin uzaya fırlattığı Explo-rer I izledi. Bu olaylar uzay çağının başlangıcı olarak tüm dünyada büyük coşkuyla karşılandı. 10 yıl sonra ABD ilk kez Ay'a insan gönderdi
1960'ta gelmiş geçmiş başkanların en genci olan John F. Kennedy başkan seçildi. 1963'te ABD, İngiltere ve SSCB yeraltında yapılanlar dışındaki tüm nükleer denemeleri yasaklayan bir anlaşma imzaladılar. 1962'de çıkan Küba bunalımında SSCB, ABD'nin baskısıyla Kü-ba'daki füzeleri sökmeye razı oldu. Kennedy 22 Kasım 1963'te Dallas'ta vurularak öldürüldü. Yardımcısı olan Lyndon B. Johnson ABD'nin 36. başkanı oldu.
Johnson Kuzey Vietnam'a karşı Güney Vietnam'a yardım politikasını sürdürdü. 1960'larda ABD'de toplumsal huzursuzluğun arttığı gözleniyordu. Siyah Amerikalılar, bazı azınlık grupları ve öğrenciler çeşitli protesto gösterileri düzenliyorlardı. Johnson yönetimi sırasında başlıca sorun Vietnam Savaşı'ndan kaynaklanıyordu. 1965'te savaşa doğrudan katılan ABD'nin 1967'nin sonunda Vietnam' da 500 bin askeri bulunuyordu. Savaşın sona erdirilmesi için gerek dünya kamuoyu, gerek ABD gençliği baskı yapıyordu. 1968'de Paris' te barış görüşmelerine başlandı.
Aynı yıl başkanlık görevini alan Richard M. Nixon zamanında ABD, Vietnam'dan askerlerini geri çekmeye başladı. Ama hava saldırılarının sürmesi tepkilere yol açıyordu. 1972'de ikinci kez başkanlığa seçilen Nixon seçimden kısa bir süre sonra, seçim kampanyası sırasında yasadışı yollara başvurmuş olduğu ortaya çıkınca istifa etmek zorunda kaldı.
38. Başkan Gerald Ford zamanında enflasyon ve çeşitli ülke sorunları eskiden olduğu gibi sürdü. 1976'da başkan olan Jimmy Carter döneminde ise enflasyon ve işsizliğin yanı sıra konut sorunu büyüdü ve otomobil sanayisinde durgunluk baş gösterdi. 1979'da Çin Halk Cumhuriyeti ile bir ticaret anlaşması imzalayan ABD hem yeni bir pazara kavuştu, hem de uzun süredir Çin ile gergin olan ilişkilerini düzeltti.
1980'de Cumhuriyetçi Ronald Reagan, Carter'ı büyük bir oy farkıyla geride bıraktı ve ABD'nin 40. başkanı oldu. Reagan da ekonomik durumun düzeltilmesi için çaba gösterdi. 1984'te yeniden başkanlığa seçilen Reagan, Aralık 1987'de SSCB önderi Mihail Gorbaçov ile bir nükleer silahsızlanma antlaşması imzaladı. Bu, nükleer savaşları önleme ve barış yolunda çok önemli bir adım oldu .
Ekonomi
ABD tarım ve sanayi üretiminde dünyanın en önde gelen ülkelerindendir. Dünyadaki toplam mal ve hizmet üretiminin beşte birini ABD sağlar.Amerika'ya ilk göçler sırasında insanlar toprağı işleyerek geçiniyorlardı. Ayrıca kürkçülük, balıkçılık, kerestecilik, gemi yapımcılığı, ticaret gibi işlerle de uğraşıyorlardı.
Giyim ve yiyecek türünden gereksinimler aile içinde karşılanıyordu.1850'den sonra demiryollarının en uzak yerlere ulaşmasıyla Amerikan ekonomisi tarımdan sanayi alanına yöneldi. 19. yüzyılın sonunda sanayinin üretimi ilk kez tarımsal üretimi aştı. Motorlu taşıtların yaygın kullanımının ABD ekonomisinin gelişmesine büyük katkısı oldu. Motorlu taşıt üretimi petrol gereksinimini artırdı.
Petrol üretimine hız verildi. Gene buna bağlı olarak kimya sanayisi gelişti; naylon, dakron türünden yapay dokumaların üretimine başlandı.I. ve II. Dünya savaşlarında hava taşımacılığının önem kazanması sonucu havacılık sanayisi de gelişti. Yakın dönemde ise yüksek teknoloji gerektiren bilgisayar gibi sanayiler ötekilerin önüne geçti.
Sanayi
ABD'nin başlıca sanayi bölgeleri kuzeydoğu ve ortabatıdadır. Nevv York, Chicago, Det-roit, Philadelphia ve Cleveland bu yörelerdeki önemli sanayi kentlerindendir. Çok iyi işleyen bir ulaşım ağına, bol hammaddeye ve zengin güç kaynaklarına sahip olan bu bölgelerde büyük besin, maden, makine, ulaşım araç ve gereçleri ile giyim sanayileri bulunmaktadır.
Chicago yıllardır et sanayisinin merkeziyken bugün çiftlik hayvanlarının yetiştirilmesinde batının önemi artmaktadır. Tüketilen şekerin yarısı, ülkede üretilen şekerpancarı ve şekerkamışının işlenmesiyle elde edilir. Gene de üretim yeterli olmadığından, Antil Adala-n'ndan ve Filipinler'den şeker satın alınır.
Metal işleme sanayisi iki aşamalıdır. Maden cevherinin işlenmesi birinci aşamayı, bunların motorlu araçlar, uçaklar, çeşitli makineler türünden işlenmiş ürünler biçiminde piyasaya sunulması ise ikinci aşamayı oluşturur. En önemli metaller alüminyum, bakır, kurşun ve çinkodur. 1986'da ABD çelik üretiminde dünya üçüncüsüydü. Havacılık sanayisinde kullanılan bakırda ise Şili'den sonra gelir. Kıyı eyaletlerinin pek çoğunda deniz taşıtları, Pennsylvania ve Illinois'da ise demiryolları için gerekli malzeme üretilir.
Dokuma ve giyim sanayisinde pamuk, yün, deri ve yapay elyaf kullanılır. Pamuklu dokuma sanayisi 18. yüzyılın sonunda kuzeydoğu eyaletlerinde başlamış, doğa koşullarının elverişliliği ve ucuz işgücü sayesinde kısa zamanda gelişmiştir. Yünlü dokuma sanayisi ise yeni yapay dokuma sanayisinin gelişiminden olumsuz yönde etkilenmiştir. Bugün giyim eşyası üretiminde, dokuma sanayisinden daha çok insan çalışır. New York, Chicago, Phila-delphia ve Los Angeles belli başlı giyim sanayisi merkezleridir.
ABD'de basım ve yayımcılık da çok gelişmiştir. Çok sayıda günlük gazete, haftalık ve aylık dergiler ve çeşitli konularda kitaplar yayımlanır.
Bunların dışında elektronik eşya, mobilya, cam, çimento, kâğıt, kauçuk, tütün, alkollü ve alkolsüz içki üretimi de son derece gelişmiştir.
Tarım, Hayvancılık, Orman Ürünleri ve Balıkçılık
ABD'deki tarım alanlarından ülkenin gereksiniminden çok daha fazla ürün elde edilir. Ürün fazlası ya satılır ya da silolarda saklanır. Tarımla uğraşanların ve çiftliklerin sayısı azalirken, gübre kullanımının yaygınlaşması, tarımın makineleşmesi ve küçük çiftliklerin bir araya getirilerek büyük çiftliklere dönüşmesi sonucu tarımda üretim artmıştır. Ülkenin en başta gelen tarım ürünü mısırdır. ABD'nin mısır üretimi öbür ülkelerin toplam mısır üretimine eşittir. İkinci önemli ürün buğdaydır. Kansas ABD'nin buğday ambarıdır. Yulaf kuzeyde Göller Bölgesi'nde, arpa Dakota ve Montana'da, pirinç Texas, Louisiana ve California'da yetiştirilir.
Soyafasulyesi, pamuk ve tütün sanayi üretiminde kullanılır. Soyafasulyesinden yemek yağı üretilir, hayvan yemi elde edilir, ayrıca boya ve plastik sanayisinde de yararlanılır. Texas, Mississippi, California ve Arkansas pamuk eyaletleridir. Tütün ise Kuzey Carolina, Kentucky, Tennessee, Virginia ve Geor-gia'da yetiştirilir.
Yerfıstığı, şekerpancarı, şekerkamışı, sebze ve meyve üretimi de çok yaygındır. Başlıca sebzeler beyaz patates, domates, marul, tatlı mısır ve fasulyedir. California'da bol üzüm yetişir. Meyvelerden turunçgiller, şeftali, erik, armut, kavun, karpuz, ağaç ürünlerinden ceviz, badem, hurma çok boldur.
Çiftlik hayvanları çağdaş yöntemlerle yetiştirilir. ABD süt üretiminde dünyada birincidir. İnek soyları geliştirilmiş, iyi beslenen ineklerden elde edilen günlük süt miktarı artmıştır.
ABD ormanları ülkenin en değerli kaynak-larındandır. Ormanlardan kâğıt üretimi ve mobilyacılık alanlarında yararlanılır. Kerestenin yüzde 80'i yumuşak odunlu iğneyapraklı ağaçlardan elde edilir. Ormanların zenginliğine karşın, gazete ve dergiler için gerekli kâğıt büyük ölçüde Kanada'dan satın alınır.
Balıkçılık ilk yerleşim yıllarından beri önemli bir uğraş olmuştur. Bütün kıyılarda balık avlanır ve deniz ürünleri sanayisi gelişmiştir. Karides, sombalığı, alabalık, ton, istiridye ve ıstakoz bolca çıkar. Ringa en çok avlanan balıklardandır; yağından yararlanıldığı gibi hayvan yemi ve gübre olarak da kullanılır.
ABD sanayisinde, konutların aydınlatılması ve ısıtılmasında büyük miktarlarda enerji tüketilir. Üretimde kullanılan enerji çoğunlukla petrol, doğal gaz ve kömürden elde edilir
Petrol sanayisi Albay E. L. Drake'in 1859'da Pennsylvania'da ilk kuyuyu açmasıyla başladı. Önceleri aydınlatmada yararlanılan bu değerli madde, otomobil sanayisinde seri üretime geçilmesiyle yaşamsal bir önem kazandı. Petrol üretiminde Texas eyaleti başta gelir. 1968'de Alaska'da da zengin petrol kaynaklan bulunmuştur. ABD dünya kömür üretiminde önde gelen ülkeler arasındadır. 1940'larda kömür toplam enerjinin yüzde 50'sini sağlayan başlıca güç kaynağıydı. 1973'e gelindiğinde petrol ve doğal gaz kömürün yerini aldı.
Su enerjisinden yararlanma oranı yalnızca yüzde 4'tür. Washington eyaletindeki Büyük Coulee Barajı dünyanın en büyük hidroelektrik santrallarından biridir.
İlk nükleer santral 1954'te işletmeye açıldı ve 1978'e kadar 71 nükleer santral yapıldı. Ne var ki Pennsylvania'daki Three Mile Adası'n-da yaşanan bir kazadan sonra, can güvenliği açısından nükleer santral yapımı yavaşlatıldı.
Madencilikte üretim artışına karşın maden ocaklarının sayısı azalmaktadır. Maden kaynaklarının hızla tükenmesi bu alanda ithalata bağımlılığı artırmaktadır. ABD'nin zengin maden yataklan arasında demir, bakır, kurşun, çinko, boksit ve uranyum sayılabilir. Altın ve gümüş madenleri batı eyaletlerinin bir çoğunda uzun yıllardan beri işletilmektedir. Ayrıca bol miktarlarda elde edilen fosfat, potas, nitrat da kimya ve inşaat sanayilerinde kullanılır.
19. yüzyılın ilk yansında ulaşımın temeli akar-sulara ve kanallara dayanıyordu. Daha sonra ülkenin dört bir yanına demiryollannın dö-şenmesiyle ulaşımın ağırlığı trenlere geçti. Günümüzde trenler yolcu taşımacılığının ancak küçük bir bölümünü karşılamaktadır. Trenle yük taşımacılığı da önemini yitirmektedir.
Özel motorlu taşıtlar kentler arası yolcu taşımacılığının yüzde 87'sini, uçaklar ise yüzde 10'unu sağlar. ABD dünyada en çok motorlu taşıta sahip olduğu gibi karayollarının uzunluğu bakımından da başta gelir.
Güneybatıdaki petrol alanlarından ülkenin en uzak köşelerine kadar 354.000 kilometrelik boru hattıyla akaryakıt ve doğal gaz ulaştı-nlır. Toplam yük taşımacılığının altıda biri su-yollanyla yapılır. Başlıca suyollan Büyük Göller, Mississippi-Missouri ırmakları ve Nevv York'taki Barge Kanalı'dır.
ABD'de iletişim araçlan radyo, televizyon, telefon ve süreli yayınlardır. Her aileye günde birden fazla gazete düşer. Ayrıca her ailenin en az bir radyosu ve bir televizyonu vardır. Her yıl 1 milyar kitap satılır. Dünyadaki tele-fonlann yüzde 40'ı ABD'dedir.
Dış ticarette tüm ülkelerden önde olan ABD en çok makine, buğday, tütün, öteki tarım ürünleri ve kömür satar. Başka ülkelerden aldığı ürünler arasında petrol, tropikal ürünler, maden cevherleri, kauçuk, gazete kâğıdı ve motorlu taşıtlar sayılabilir. ABD' nin ticaret ilişkisi içinde bulunduğu başlıca ülkeler Kanada, Güney Amerika ile Batı Avrupa ülkeleri ve Japonya'dır. En önemli limanlan Nevv York, Baltimore, Miami, Los Angeles, San Francisco, Seattle, Chicago ve Detroit'tir.
ABD'de hükümet, 1787'de hazırlanan ve 1789'da 13 eyaletçe onaylanan ABD Anayasasının öngördüğü biçimde örgütlenir ve kurulur. Yönetim, siyasal iktidarın merkezi federal hükümet ile tek tek eyalet hükümetleri arasında paylaşıldığı federal bir sistemi içerir. Anayasa, eyalet yönetimleri ile merkezi yönetimin hak ve sorumluluklannı tanımlar; yönetimin hiçbir dalında yetkinin kötüye kullanılmaması amacıyla, federal hükümetin gücünü bir denetleme ve dengeleme sistemiyle sınırlandım. Anayasanın önemli özelliklerinden biri federal bir yönetimi kabul etmiş olmasıdır. Böylelikle, eyalet yönetimlerinin kendi sınırlan içindeki olaylan denetim altına alabilmeleri sağlanmıştır.
Merkezi yönetim ise bütün ulusu ilgilendiren durumlarda geniş yetkeye sahiptir. Anayasaya göre yönetim yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üçe aynlır.
Yasama, yani yasa yapma yetkisi ABD Kongresi'nindir. Kongre seçimle işbaşına gelen iki meclisten oluşur. Bütün eyaletlerin temsil edildiği bu meclislerden biri Senato, öbürü Temsilciler Meclisi'dir. Senato üyeleri altı, Temsilciler Meclisi üyeleri ise iki yıllık dönemler için seçilir. Kongre bütün ülke için geçerli olan yasaları çıkarır. ABD başkanı Kongre'den çıkan yasaları veto hakkına sahiptir.
Yürütme, Kongre'den geçen yasalar uyarınca ülkenin yönetilmesidir. ABD başkanının başkanlığında 13 bölümden oluşur. Her bölümün başkanı ABD başkanınca atanır ve tümü birden kabineyi (Bakanlar Kurulu) oluşturur. Kabine Kongre'yi etkileyerek yasamada değişiklik yapabilir.
ABD başkanı dört yıl için seçilir. Anayasa aynı başkanın yalnızca iki kez seçilmesine izin verir. Başkan ülkenin yasalanna ya da anayasaya aykırı hareket ederse Kongre'ce soruşturma açılır; suçu kanıtlanırsa görevden uzaklaştırılır.
Yargı kurullan Kongre'nin yaptığı yasalann gerektiği gibi uygulanıp uygulanmadığını denetler. ABD Yüksek Mahkemesi ülkenin en üst yargı kuruludur. Bir başyargıç ve sekiz yardımcıdan oluşan bu kurulun üyelerinin tümü ABD başkanınca seçilir; adaylar Senato'nun onayına sunulur. Bu mahkeme genellikle yasalar ile anayasa arasında çelişki söz konusu olduğunda ya da mahkemelerde uyuşmazlığa düşüldüğünde devreye girer.
AMERİKAN EDEBİYATI
ABD yazarlarının düzyazı ve şiir alanındaki yapıtlarını kapsar.
17. yüzyılın başlangıcında Amerika'ya ilk göçler sırasında yazılanlar gerçek Amerikan edebiyatı sayılmamakla birlikte, Amerikan edebiyat tarihi genellikle bu dönemi başlangıç alır. Bir İngiliz kolonisi (İngiltere'ye bağlı yerleşim yeri) olarak varlığını sürdüren bu toplum, daha sonraki yıllarda Avrupa'nın başka ülkelerinden gelen yeni göçmenler ve Afrika'dan köle olarak getirilen Siyahlar ile oldukça karmaşık bir nitelik kazandı .
Amerikan toplumunun İngiliz kültürünün etkilerinden kurtulup kendi ulusal ve yerel değerlerini yaratması için belli bir sürenin geçmesi gerekiyordu. Yeni ve durmadan değişen koşullara uymak, herkesin anlayabileceği yaygın bir edebiyat dilini geliştirmek kolay değildi. İlk aşamada, İngiliz egemenliğinden kurtulmak için 18. yüzyılın sonuna doğru başlatılan Bağımsızlık Savaşı, daha sonra 19. yüzyılın ikinci yarısında Siyah kölelerin özgürlüğe kavuşmaları için başlatılan İç Savaş, Amerikan toplumunun kendine özgü değerlerinin belirginleşmesini de kolaylaştırdı. Bu değerlerin kaynağında demokrasi düşüncesinin ve eşitlik ilkesinin yattığı söylenebilir.
Ulusal kişiliğine kavuşmak isteyen Amerikan edebiyatı bir yandan geçmişi simgeleyen Avrupa değerlerinden yararlanıyor, bir yandan da bolluğu, zenginliği ve özgürlüğü simgeleyen geleceğin Amerikan toplumundan esinleniyordu.
İlk dönemde Kuzey Amerika'da yaşayan İngilizler Yenidünya'nın olanaklarını İngiltere'ye tanıtmak için çok sayıda ayrıntılı rapor yazdılar. Ayrıca kolonilerin yöneticileri bu kuruluş döneminin tarihini yansıtan günlükler tuttular.
1776'da bağımsızlığın ilanıyla Amerikan edebiyatında yeni bir dönem başladı. Bu dönemin başlıca ürünleri, edebi değer taşımamakla birlikte Amerikan edebiyatına yön verme açısından önemli olan bağımsızlık bildirileridir. Bağımsızlık Savaşı'nın sözcülerinden Thomas Paine 1776'da Common Sense'i ("Sağduyu") yayımladı
AMERİKAN FUTBOLU
beyzbolun yanı sıra ABD'deki en yaygın spordur. Ragbi ve futboldan kaynaklanan, ama onlardan farklı kuralları olan Amerikan futbolu 1980'lerde ABD dışında da ilgi çekmeye başlamıştır . 17. yüzyıldan beri oynanan bu oyun, zamanla değişerek ve gelişerek bugünkü biçimini almıştır.
91 metre uzunluğunda ve 49 metre genişliğinde dikdörtgen bir sahada, oval bir meşin topla ve ll'er oyuncusu olan iki takımla oynanır. Amaç topu elden düşürmeden rakip takımın kale çizgisinin ötesine götürmektir. Kale çizgisinin ötesinde 9 metre uzunluğunda, son bölge denen bir alan ve bu alanın bitiş çizgisi üzerinde H biçiminde bir kale direği vardır.
Oyun serbest vuruşla başlar. Topu yakalayan takım dört hakta topu en az 9 metre ileri götürmek zorundadır. Bunu başarırsa dört hak daha kazanır ve bu böylece sürer. Eğer bunu yapamazsa top karşı takıma geçer.
Hücumdaki takım topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine götürmeyi başarırsa hem altı sayı hem de kale önünde bir ayak vuruşu hakkı kazanır. Bu ayak vuruşuyla top kale direklerinin üst boşluğundan geçirilebilirse bir sayı daha kazanılır.
Sayı kazanmanın başka bir yolu da saha golüdür. Top sahanın herhangi bir yerindeyken, ayak vuruşuyla gol atılırsa üç sayı kazanılır.
Savunmada da sayı yapılabilir. Savunmadaki takım eğer topu taşıyan oyuncuyu kendi kale çizgisinin gerisine geçmeye zorlar ve onu orada yakalarsa iki sayı kazanır.
Amerikan futbolu 15'er dakikalık dört devrede oynanır. Oyunu beş ya da altı hakem yönetir. Oyuncular düşme ve çarpışmalara karşı koruyucu özel başlıklar ve formalar giyerler, çünkü oyun sırasında şiddetle birbirlerine çarpabilirler.
İlk profesyonel Amerikan futbolu karşılaşması 1895'te Pennsylvania eyaletinin Latrobe kentinde oynandı. 1922'de de Amerikan Ulusal Futbol Ligi kuruldu.
Top taşıyıcı rakiplerine yakalanmaktan kurtulmak için keskin dönüşler yaparken topu sıkıca tutar. Takım arkadaşları onun yakalanmaması için rakiplerini
engellemeye çalışır. Ama bu engellemenin başarılı olmaması durumunda oyuncu kendi hızına ve çevikliğine güvenmek
AMERİKA YERLİLERİ
Avrupalılar batı yarıküresine ya da Yenidünya'ya ayak bastıkları zaman orada yüzyıllardan beri yaşamakta olan Yerli kabilelerle karşılaştılar. Kristof Kolomb onlara los Indos ya da Hintli demişti, çünkü 1492'de ulaştığı o toprakların Hindistan'ın doğusu olduğunu sanıyordu. Daha sonra, İsveçli biyoloji bilgini Linnaeus dünyadaki insanları ırklarına göre sınıflandırırken, derilerinin kızılımsı renginden ötürü onları "kızıl ırk" ya da "Amerikan ırkı" olarak niteledi. Bu yüzden Amerika'nın Yerli halkı uzun süre "Kızılderili" olarak anıldı. Ama insan ırklarını derilerinin rengine göre ayırmak bilimsel olmadığından bu ad bugün kullanılmıyor. Üstelik Amerika Yerlileri'nin hepsi, örneğin Es-kimolar ve Aleutlar Kızılderili değildir.
Amerika Yerlileri ilk kez sınıflandırılırken, değişik diller konuşan, kültürleri birbirlerinden farklı, fiziksel özellikleri bile birbirine benzemeyen 2.000'den çok grup tek bir halk sayılmıştı. Oysa Kuzey Kutup Dairesi'nden Güney Amerika'nın en güney ucuna kadar dağılmış olan Amerika Yerlileri gerçekte Asya'da ya da Avrupa'da yaşayan halklar kadar birbirlerinden farklıdır.
Amerika Yerlileri'nin atalarının bugün Amerika olarak bilinen kıtaya 20 bin ile 40 bin yıl önce geldikleri sanılıyor. Asya'dan gelen Amerika Yerlileri ile Asya halkları arasında belirli kültürel ve fiziksel benzerlikler vardır. O zamanlar belki de bir deniz geçidi olmayan Bering Boğazı'ndan Amerika'ya geçerek zamanla güneye doğru inen Amerika Yerlileri 17 bin yıl önce Kuzey Amerika'nın her yanına yayılmış, 12 bin yıl önce de Güney Amerika'nın güneydeki en uç noktasına varmışlardır.
Amerika Yerlileri'nin Yaşamı
İlk Amerika Yerlileri avcılıkla, kök ve yemiş toplayıcılığıyla yaşamlarını sürdürüyorlardı. Yaklaşık 9.000 yıl önce toprağı işlemeye başladılar ve barınaklar yaptılar. Orta Amerika'nın bazı yörelerinde tarım teknikleri çok geliştiği için büyük kentler kurabildiler; buralarda yaşayanları besleyebildiler. Orta Amerika'nın bu ilk büyük uygarlıklarıyla ilgili bilgileri aztekler, inkalar ve mayalar maddelerinde bulabilirsiniz.
Arkeolojik bulgulara göre Amerika Yerlileri 2.000 yıl önce mısır, fasulye, kabak ve benzeri tarım ürünleri yetiştiriyorlardı. Bazı gruplar akarsuları yönlendirerek ekinlerini sulamayı öğrendiler. Taş ve çamurdan ev yapma tekniğini geliştirdiler; kumaş dokudukları pamuk ve benzeri ürünleri yetiştirmeye başladılar.
Kuzey Amerika Yerlileri arasında konuşulan dillerin sayısı tüm Eskidünya'da konuşulan dillerden daha fazladır. Bazı araştırmacılara göre Avrupalılar, Amerika'ya ayak bastıkları zaman orada 2.000'den fazla dil konuşuluyordu, ama bunların çoğu sonradan yok oldu. Günümüzde o dillerden yaklaşık 500'ü konuşulur.
Din, sanat, evlilik töreleri ve giyimde de Yerliler arasında büyük farklar vardı. Örneğin Amerika Yerlileri'nin simgesi sayılan kuyruklu tüylü başlık ortabatıdaki Büyük Ovalar' da giyilirdi. Başa sarılan türban ise daha yaygındı. Günümüzde Pimeler, Papagolar, güneyde yaşayan kabileler ve Apaşlar türban kullanırlar.
Avrupa uygarlığı ile Yerliler'in uygarlığı arasındaki öteki farklar kullanılan teknolojiden kaynaklanıyordu. Avrupa uygarlığı tekerlek, saban ve ata dayanıyordu. Bunları, Avrupalılar Yenidünya'ya getirdi. Yenidün-ya'nın aletleri ve kap kaçakları ise taş, kemik, kil ve tahtadan yapılırdı. Süs eşyası olarak kullanılan altın ve gümüşten başka madenler çok az biliniyordu. Teleskoplar, pusulalar, saatler, makaralar ve makineler onlara yabancıydı.
Ne var ki, Yenidünya, Eskidünya'ya kinin gibi çok önemli ilaç hammaddelerinin yanı sıra, kauçuk, mısır, beyaz patates, çikolata, yerfıstığı, kabak, sakız, tütün, hindi, akça-ağaç şekeri, yeni bir pamuk türü, domates diye uzayıp giden koca bir listedeki tarım ürünlerini kazandırdı. Çağdaş dünyada kullanılan ürünlerin yarıdan fazlası Amerika Yerlileri'n-ce tanıtılmıştır.
Amerika Yerlileri'nin Bölgesel Özellikleri
Soğuk ve yaşamaya elverişsiz Kuzey Kutup Bölgesi'nde Eskimolar, Aleut Adaları'nda Aleutlar yaşardı . Doğuda Grönland'a kadar uzanan geniş alanda tek dil, tek kültür egemendi. Eskimolar'ın Kuzey Amerika'ya en son göçen grup olduğu sanılmaktadır. Bu yöre Yerliler'inin yaşamı tümüyle avcılık ve balıkçılığa bağlıydı.
Kuzey Kutbu'na yakın yörelerde iki ayrı dil grubuna bağlı kabileler yaşardı. Atabask dillerini konuşanlar Kanada'nın batısı ve Alaska'nın içlerine yerleşmişti. Aralarında Mik-mekler ve Ocibualar'ın da bulunduğu Algon-kin dillerini konuşanlar ise Kanada'nın doğusu ve Amerika'nın kuzeydoğusuna yerleşmişti. Nüfus yoğunluğunun sık olduğu bu bölgede savaşlar hiç bitmezdi. Ocibualar sonunda pirine yetişen göllere ve bataklıklara egemen lular. Avrupalılar'dan elde ettikleri silah-'a Büyük Ovalar'a ve güneye inmeyi başar-~ ^izon avladıkları bu bölgelerde başka ile sürekli çatıştılar. 16.-17. yüzyıllardaki kürk ticareti ise bölgedeki bazı Yerli grupların dağılmasına neden oldu.
Bugünkü Kanada'nın Büyük Okyanus kıyılarında, Alaska'nın bir bölümünde ve ABD' nin Washington eyaletini içine alan yörelerde yaşayan Kuzeybatı Kıyısı Yerlileri'nin yaşamı Avrupalılar'ın ve Amerikalı tüccarların getirdiği alet ve eşyalarla yeni bir biçim kazandı. Ama 19. yüzyılın sonuna doğru gene Avrupalılar'ın getirdiği yeni hastalıklar, alkollü içkiler ve savaşlar sonucu Yerliler'in sayısı azaldı.
Kuzeybatı Kıyısı halkı çok güzel sanat ürünleri yarattı. Amerika Yerlileri'nin ortak mülkiyet geleneğinin tersine, Kuzeybatı Yerlileri kişi olarak mal-mülk edinmeyi severlerdi. Kabile üyelerinin kilimleri, kanoları ve köleleri vardı. Bunlara, öbür kabile üyelerine gösteriş yapmak için önem verirlerdi. Örneğin Kuvakiyutlar arasında zengin kişilerin saygınlığını göstermek amacıyla düzenlenen bir törende, ya sahip olunan özel eşyalar başkalarına verilir ya da yok edilirdi. 19. yüzyılın sonunda geleneksel kuzeybatı kültüründen geriye çok az iz kalmıştı.
California'da ve Büyük Havza'da Koman-çiler, Kılamatlar ve Payuteler yaşarlardı. 1680'de bölgeye atların gelmesiyle bunların birçoğu bizon avlamak için doğuya, Büyük Ovalar'a akın ettiler. Geride kalanlar ise en sonunda topraklarını Avrupalılar'a kaptırdılar.
California yöresinde, aralarında Modoklar, Pomolar ve Çumaşlar'ın da bulunduğu yaklaşık 200 bin insan yaşıyor ve 200 ayrı dil konuşuluyordu. İspanyollar bölgeye ilk olarak 1542'de geldiler. Bölge halkının geleneksel yaşam biçimi son darbeyi altına hücum döneminde yedi. 1900 yılına gelindiğinde acımasızca katledilen yerli halktan geriye 15 bin kişi bile kalmamıştı
Batıdaki Büyük Ovalar'da yaşayan Yerliler, Avrupalılar'ın gelişinden, özellikle de 17. yüzyılda atların yaşamlarına girmesinden çok etkilendiler. Atların kullanılmasından önce yük taşımak için köpeklerden yararlanılırdı.
Atlar hem daha uzaklarda avlanmalarını, hem de uzak kabilelerin birbiriyle alışveriş yapmasını sağladı. 18. yüzyıldaki Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında bu yöredeki halkın çoğu artık "Atlı Yerliler"di.
Ova Yerlileri'nin 18. yüzyıldaki yaşam düzeni 19. yüzyılın başlarında yıkıldı. Tüfeğin ve hastalıkların doğurduğu karışıklık, büyük av hayvanı sürülerinin yok edilmesiyle büsbütün kötüleşti. Topraklarını Avrupalılar'a satarak kamplara (Yerliler için ayrılmış topraklar ya da koruma bölgeleri) yerleşmek zorunda kaldılar.
Kuzey Amerika'nın doğusundaki ormanlarda yaşayan İrokua ve Algonkin dillerini konuşan Yerliler, Avrupalı göçmenlerin kıyımına ilk uğrayanlar arasındaydı.
Batı Amerika'da, Yerli kültürünün doruğunu, günümüzde Pueblolar olarak adlandırılan halk oluşturdu. Bugünkü New Mexico'nun kuzeyinde ve Arizona'da yaşayan Pueblolar tek bir grup değildi; değişik diller konuşan çeşitli gruplardan oluşmuştu. Hopiler ve Zu-niler'in de aralarında olduğu bu halklar uzun süre aynı çevrede yaşadıkları ve birbirlerini etkiledikleri için benzer özellikler gösteriyorlardı. Uygarlıklarının en gelişkin dönemi yaklaşık 700 yıl öncedir. Pueblolar bazı kabileler gibi krallar ve şeflerle yönetilmezdi; her zaman demokratik bir yönetimleri oldu. Dahası, Pueblolar ve Pimeler barışçıydılar; kene lerini savunma dışında savaşmazlardı.
Pueblolar'ın yerleşim biçimi, mağa larında ya da büyük kaya çıkıntıları yaptıkları barınaklardan, yan yana sıralanmış kerpıc ve taş evlerden oluşan kasabalara doğru gelişti. Kimi zaman bu barınaklar birleşerek birçok katlı büyük bir "apartman" biçimini alırdı. Bu yapıların tahıl depoları, dinsel toplantıların yapıldığı yeraltı odaları ve yüzlerce insanı barındıracak bölümleri vardı.
1590 dolaylarında İspanyollar Meksika'dan kalkarak Pueblolar'm ülkesine girdiler. Kuşaklar boyu süren İspanyol egemenliği I690'da Pueblolar'm ayaklanarak yabancıları bölgelerinden çıkarmalarıyla son buldu. Birkaç yıl sonra İspanyollar bölgeyi yeniden işgal ettiler. Sonunda barış sağlandı, ama Pueblo-lar hiçbir zaman İspanyollar'a tam anlamıyla boyun eğmediler. Günümüzde gerek Pueb' lar'm, gerek bölgedeki öteki halkların k! lerinin izleri görülebilir.
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 18 ziyaretçi (34 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|