|
Kore tarihi M.Ö. 3000 yılına kadar uzanır. Çin’in eline geçtikten sonra, Budizm ve Çinlilerin etkisinde kaldı. Daha sonraları 7. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar değişik hanedanların idaresi altında bağımsız olarak yaşadı. 1910 yılında Japonlar Kore’yi işgal ederek koloni haline getirdiler. Bu durum, 1945 yılına kadar sürdü. İkinci Dünya Savaşında Japonya’nın yenilmesinden sonra Güney Kore’yi ABD, Kuzey Kore’yi de Rusya işgal etti. Böylelikle kuzeyde komünist rejim, güneyde demokratik rejim kurulmuş oldu.
25 Haziran 1950’de Rus subaylarının kumandasındaki Kuzey Kore birlikleri, yarımadanın tamamına komünizmi kabul ettirmek için Güney Kore’ye saldırıp istila etti. Bunun üzerine BM., Güney Kore’nin kurtarılmasına karar verdi. Bölgeye BM askerleri gönderildi. Bu orduya Türkiye, bir tugayla katıldı. İşgalci komünist birliklerin Güney Kore’den çıkarılması için Mehmetçik büyük başarı gösterdi.
Mehmetçiğin zaferi bütün dünyaya yayılarak takdir topladı. Yapılan görüşmeler neticesinde 27 Temmuz 1953’te ateşkes imzalandı. 38. Paralel Güney Kore ile Kuzey Kore arasında sınır kabul edildi. Savaş sonrası, Başkanlık sistemine dayalı demokratik rejime geçildi. Kuzey Kore ile birleşme devamlı gündemde olup, yakın bir zamanda tek devlet haline gelmeleri ümit edilmektedir.
Kore Cumhuriyeti
Asya'nın doğusundaki Kore Yarımadası'nın güney yarısını kaplar. Geçmişte Kore Yarımadası Çosan adında tek bir ülkeydi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, 1945'te 38. paralelden kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrıldı. 1948'de de kuzey ve güneyde iki ayrı devlet kuruldu. Daha sonra çıkan Kore Savaşı sonuçsuz kalınca, yarımadanın ikiye bölünmüşlüğü sürdü.
Kore Cumhuriyeti Kore Yarımadası'nın büyük bölümünü kaplar. Kuzeyden güneye 965 km uzanır; doğu-batı yönünde genişliği 217 kilometredir. Doğusunda Japon Denizi,
Kore Cumhuriyetine İlişkin Bilgiler
Yüz Ölçümü: 99.173 km2.
Nüfus: 42.593.000 (1988).
Yönetim: Cumhuriyet
Başkent: Seul
Doğal Yapı: Batı ve güney kıyılarındaki kıyı düzlüğüne doğru alçalan çok dağlık bir yarımadanın güney kesimi. Ülkenin batı ve güney kıyılarında ırmak haliçleri ve çok sayıda küçük ada bulunur.
Dışarıya Satılan Başlıca Ürünleri: Kimyasal maddeler, dokuma, ayakkabı, besin ürünleri, makine
Önemli Kentleri: Seul, Pusan, Tegu, inçon, Kvangcu
Eğitim: 6-13 yaşları arasında zorunludur.
Batısında Sarı Deniz yer alır. Ülkenin batı ve güney kıyıları boyunca çok sayıda küçük ada bulunur. Ülke Japonya'dan Kore Boğazı ile ayrılır.
Doğal Yapı
Yaklaşık yüzde 85'i dağlık olan Kore Cumhuriyeti topraklarının ancak beşte biri tarıma elverişlidir. Bu topraklar, çoğunlukla kıyı boylarında ve ırmak vadilerindedir. Yazlar sıcak ve yağışlı, kışlar ise en güney kesimler dışında soğuk geçer. Genellikle kasım ayına kadar süren sonbahar mevsimi uzun, ılık ve yumuşaktır. En çok bulunan ağaçlar arasında çam, meşe ve köknar sayılabilir. Kaplan, pars, ayı, kurt ve yaban domuzu başlıca yabanıl hayvanlardır. Ama sanayinin gelişmesiyle yaşam alanları daralan ve sayıları azalan bu hayvanlar artık yalnızca ıssız ve uzak bölgelerde bulunur.
Kültür
Çinliler ve Japonlar gibi Koreliler de Moğol ırkındandır (bak. Irk). Kore dili Japonca'ya benzer; ama Kore kültürünü asıl güçlü bir biçimde etkileyen ülke Çin olmuştur. Geleneksel Kore edebiyatını oluşturan yapıtların büyük bir bölümü Çince'dir. Hangul ve Anmun adlarıyla bilinen yerel Kore alfabesi yanında birçok Çince harf de hâlâ kullanılmaktadır. 15. yüzyılda büyük Kore Hükümdarı Secong'un isteği üzerine toplanan bir bilim kurulunun hazırladığı Hangul alfabesi, Güney Kore'de giderek Çin harflerini kullanım dışı bırakmaktadır. Nüfusun yarıya yakını Budacı ve Konfüçyüsçüdür. İkinci büyük din Hıristiyanlık'tır.
Ekonomi
Çiftçilerin çoğunun kendi toprakları vardır. Bir kişinin sahip olabileceği toprak miktarı yasayla sınırlandırılmıştır. Ülkede en çok halkın temel besini olan pirinç yetiştirilir. Sonbaharda yapılan pirinç haşatından sonra tarlaların çoğuna arpa ekilir. Buğday ve pamuk tarımı da yapılır. Ayrıca iplik ve dokuma sanayisinde kullanılmak üzere ipek-böceği yetiştirilir. Açık deniz balıkçılığında dünyanın sayılı ülkeleri arasındadır.
Ülkede dokuma, giyim, elektronik eşya,demir, çelik ürünleri ile makine sanayileri vardır. Gemi yapımcılığı sanayisi çok gelişkindir. Yeraltı zenginlikleri sınırlıdır; belirli miktarda demir cevheri, kurşun ve gümüş çıkartılır. Çoğu metaller ve petrol dışarıdan satın alınır.
Önemli kentler kara ve demiryolları ile birbirine bağlıdır. 10 milyona yaklaşan nüfusuyla aynı zamanda ülkenin en büyük kenti olan başkent Seul, çevresindeki tarihi surların dışına taşmıştır. Seul'un limanı olan İnçon kent merkezinden 48 km kadar batıda, Sarı Deniz kıyısındadır. Ülkenin en büyük ve önemli limanı yarımadanın güneydoğusunda yer alan Pusandır.
Tarih
Kore Yarımadası yüzyıllar boyunca Çin'in kuzeyini ve Mançurya'yı denetim altında tutmaya çalışan güçlerin saldırılarına uğradı. Bunlar Çinliler, Moğollar ve yakın geçmişte de Japonlardı. Yarımadada egemenlikleri en uzun süren Çinliler oldu. Çinliler Kore'nin yönetimine genellikle çok fazla karışmadıkları halde dilleri, dinleri ve gelenekleri Kore'de kökleşti ve Korelileri çok etkiledi. 17. yüzyılda Mançu hanedanının iktidara gelişiyle birlikte Çin, Kore'nin içişlerine daha az karışmaya başladı. 19. yüzyıl sonlarında Kore'nin batı ülkeleriyle ilişkileri gelişti. Japonya'nın 1894'te Çin' Kendi hazırladıkları erişteleri ipe asarak kurumaya bırakan bir Güney Koreli aile.
Japonlar, Kore Yarımadası'nda demiryolları, limanlar, karayolları ve fabrikalar yaptı. Bütün bunların yapılmasındaki başlıca amaç.
Kore'yi Japonya için bir hammadde kaynağı ve Çin'e saldırabilmek için kullanılacak bir üs durumuna getirmekti. Bir yandan da Korelilere Japon adları almaları için baskı yapılıyor, okullarında kendi dillerini öğretmelerine izin verilmiyordu.
Koreliler 1919'da ülke çapında barışçı protesto gösterileriyle Japonya'ya karşı direnişe geçti. Japon yönetimi bu gösterileri şiddetle bastırdı. Binlerce insan yaralanıp öldürüldü, birçoğu hapse atıldı.
Japonya, II. Dünya Savaşı'nın sona erdiği 1945'te, Kore de içlerinde olmak üzere, bütün denizaşırı sömürgelerini yitirdi. Kore'ye giren SSCB ve ABD birlikleri buradaki Japon egemenliğine son verdi ve ülkeyi 38. kuzey paralelinden geçen bir hatla ikiye ayırdılar. Yapılan plana göre, Japon birlikleri ülkeden ayrıldıktan sonra ABD ile SSCB bağımsız bir Kore devletinin kurulmasına çalışacaklardı. Ama uzlaşma bir türlü gerçekleşemedi. 1948'de ABD, sorunu Birleşmiş Milletlere götürdü. Birleşmiş Milletler geçici komisyonunun gözetiminde, yalnızca Güney Kore'de seçim yapıldı. 15 Ağustos 1948'de de 38. paralelin güneyinde kalan bölgede Kore Cumhuriyeti kuruldu. 9 Eylül günü ise kuzeyde Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu açıklandı.
Kore Savaşı
Soğuk Savaş'ın yaşandığı 1950'lerde ABD, Güney Kore'ye geniş çaplı askeri ve ekonomik yardım yapmaya başladı. Güney Kore' nin ordusunu güçlendirdi. Bu gelişmelerden tedirgin olan Kuzey Kore, 23 Haziran 1950'de ordusuyla sınırı geçerek Güney Kore topraklarına girdi. Bu olay üzerine önce ABD ve kısa bir süre sonra da başta Türkiye olmak üzere, Birleşmiş Milletler üyesi çeşitli ülkelerden gelen birlikler Güney Kore saflarında savaşa girdiler. Birleşmiş Milletler, Kuzey Kore'yi savaşı başlatmakla suçladı. Kuzey Kore ordusuna daha sonra Çin birlikleri de katıldı.
Üç yıl süren savaştan geriye, 2 milyonu sivil 5 milyondan fazla ölü ve yerle bir edilmiş bir ülke kaldı. Sonunda, 27 Temmuz 1953'te imzalanan antlaşmayla ateşkes sağlandı. Ateşkes hâlâ yürürlükte olmakla birlikte barış antlaşması imzalanmadığı için iki taraf da resmen savaş halinde sayılmaktadır.
İki ülkenin birbirine güven duymayışı nedeniyle ilişkilerde yıllardan beri herhangi bir gelişme sağlanamadı. Kuzey ve Güney Korenin birleştirilmesi için çeşitli görüşmeler yapıldıysa da sonuç alınamadı.
ABD Kore Savaşı'ndan sonra da Kore Cumhuriyeti'ne askeri ve ekonomik yardımı sürdürdü. Kendi çıkarına değiştirdiği anayasadan aldığı yetkiyle Güney Kore'de despotik bir yönetim kuran Başkan Syngman Rhee, 1960'ta muhalefetin yaygınlaşması üzerine ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Askerlerin yönetime el koymasından sonra 1962'de, gene güçlü bir cumhurbaşkanlığı ve tek meclisi öngören yeni bir anayasa yürürlüğe girdi. Yönetim karşıtlarının ve öğrencilerin hoşnutsuzluğu yaygın gösterilere yol açtı. Ordunun desteğiyle 1972'de yeni bir yönetim işbaşına geldi. 1987 yazında başlayan büyük kitle gösterileri, 1981'de yedi yıl için seçilmiş olan Çun Du Huan'ı, görece demokratik bir anayasayı kabul etmek zorunda bıraktı.
|
|