WwW.Bilgi-Akademi.Tr.GG
  BOSNA HERSEK



GENEL
  • Resmi Adı :Bosna-Hersek (Bosna i Hercegovina) (BİH)
  • Başkenti : Saraybosna.
  • Resmi Dili : Boşnakça/Sırpça/ Hırvatça
  • Para Birimi : Konvertibl Mark (KM)
  •  
  • Zaman Ayarı : CET (Merkezi Avrupa Saat Dilimi, Türkiye-1)
COĞRAFYA
  • Coğrafi Yeri : Güneydoğu Avrupa’da yer alan ülkeyi, kuzeyden ve doğudan Sırbistan, batıdan Hırvatistan, güneydoğudan Karadağ çevirmekte, Adriyatik Denizi ’ne ise yalnızca 21 km’lik (Limanı olmayan) bir kıyısı bulunmaktadır.
  • Coğrafi Koordinatları : 16-20 doğu, 42-46 kuzey.
  •  
  • Yüzölçümü : 51. 209 km2
(Dayton Barış Anlaşması sonrasında entitelerin yüzölçümleri)
  • Bosna Hersek Federasyonu = 26.345 km2 (%51.46)
  • Sırp Cumhuriyeti (RS) = 24.840 km2 (% 48.52)
  • Brcko Bölgesi = 12 km2 (% 0,02 )
  • Karasuları : 12 mil.
  • Denizleri : Ülkenin Adriyatik Denizi'ne çıkışı vardır.
  • Kara Sınırları : Toplam 1.459 km,(Hırvatistan'la 932 km, Sırbistan ve Karadağ ile 606 km. )
  • Deniz Sınırları : 21 km.
  • Önemli Kentleri : Saraybosna ,Tuzla, Zenitza, Mostar, Biyelina, Doboy, Priyedor, Bihaç. Banya Luka
  • İklim : Bosna-Hersek’te karasal iklim hakimdir. Hava sıcaklıkları, en sıcak aylar olan Temmuz-Ağustos’ta 30 dereceye kadar çıkarken, en soğuk günler ise, Aralık-Ocak aylarında yaşanmakta ve ısı -20 dereceye kadar düşmektedir. Genelde 4 mevsim bol yağış alan ülkede en yağışlı ay Haziran, (110-115 mm) en kurak ay ise Aralık’tır. (40-70 mm) Ülkenin güneybatı kesiminde ve Neretva vadisinde Akdeniz iklimi görülür. Bu bölgelerde meyve-sebze bahçeleri, üzüm bağları bulunmaktadır, Hayvancılık ise, ülkenin tümünde yapılmaktadır.
  • Başlıca Nehirleri : Una, Sana, Drina, Sava
  • Doğal Kaynaklar : Kömür, demir, boksit, manganez, ormanlar, bakır,krom, çinko, kurşun, tuz, barit, asbest, kaolin, alçı
  • Ekilebilir Toprak Oranı : % 14
  • Otlak-Meraların Oranı : % 20
  • Ormanlar ve Ağaçlık Alanın Oranı : % 39
  • Diğer Topraklar : % 27
  • Sulanabilen Arazi : 20 km2
  •  
  • Doğal Afetler : Sık olan depremler.

TARİHİ

Akdeniz kıyısındaki diğer şehirler gibi Bosna'da tarih sahnesindeki yerini Roma Imparatorluğu içerisinde almıştır. Roma Imparatorluğunun çöküşünden sonra Bosna'nın yönetimi 1200 'lu yıllarda bağımsızlığını elde edene kadar çeşitli kereler el değiştirmiştir. Bağımsızlığını 260 yılı aşkın bir süre koruyan Bosna Krallığı bu süre boyunca Macarlar ve Sırplara karşı topraklarını savunmak zorunda kalmıştır.
1463 yılında Osmanlı idaresi altına geçen Boşnaklar aynı zamanda Müslümanlığı da benimsemiştir. Müslümanlığı benimsemeyen Boşnakların dini vecibelerini yerine getirmesine izin veren Osmanlı idaresi Bosna topraklarında inşa ettiği yapılar ve camilerle aynı zamanda Boşnakların gelenekleri ile kültürüne de etki etmiştir. 1878 yılına kadar devam edecek olan Osmanlı idaresi altındaki dönemde pek çok Boşnak Osmanlı idaresinde, devlet yönetiminde önemli görevlere getirilmiştir. Zayıflayan Osmanlı Imparatorluğunu parçalamaya karar veren müttefiklerin finansal sıkıntılar içerisindeki Istanbul'a baskısı sonucu Bosna'daki Osmanlı idaresi savaşılmadan, masa başında son bularak Avusturya - Macaristan Imparatorluğunun kontrolüne geçmiştir.

1918 yılına kadar sürecek olan Avusturya - Macaristan Imparatorluğu idaresi altındaki dönemde ülke yeniden yapılandırılarak çökmekte olan Osmanlı Imparatorluğu idaresi altındaki dönemin sonlarında yaşadığı sıkıntılardan uzaklaşarak refaha kavuşacaktır. Bu gelişmelerin büyük Sırbistan kurulmasını amaçlayan Rusya'nın finansal desteği ile gerçekleştiği kuşkusuzdur. Bosna'daki Müslüman nufüsun Osmanlı idaresi altındaki diğer topraklara göçü ve onların terk ettiği yerlere Sırpların yerleşmesiyle Bosna'daki etnik yapının değişmesi bu dönemde yaşanmıştır.

1918 - 1941 yılları arasındaki dönem Yugoslavya'nın iç karışıklıkları ve savaşla geçmiştir. 1941 - 1945 yılları arasındaki Ikinci Dünya Savaşı sırasında Naziler Yugoslavya'yı işgal ederek Slovenya'yı Almanya'ya, Hırvatistan'ı Italya'ya ve Makedonya'yı Bulgaristan'a bağlayarak özellikle Yahudi ve çingenelere karşı bir etnik temizlik hareketine girişerek toplama kamplarında binlerce insanı öldürdüler.

1945 - 1990 yılları arasındaki soğuk savaş döneminin 35 yıllı Tito'nın diktatörlüğü altında geçti. Bu dönemde Bosna - Hersek'in sınırları 1918 öncesi döndü ve Boşnak'lar kültürel kimliklerine yeniden kavuştular. Batı'nın desteği ile Yugoslavya'da savaşın izleri çabuk silindi. Batılı ülkeler Yugoslavya'yı sadece ekonomik değil aynı zamanda askeri ve siyasi alanda da destekledi. 1970'li yıllarda Sovyet müdahelesi riski ile karşılaşıldığında Amerika Birleşik Devletleri Yugoslavya'yı savunmak için nükleer güce başvurabileceğini açıkladı. Soğuk savaşın son bulması ve sona eren komünist rejimle birlikte parçalanan Sovyetler birliğinden Yugoslavya'da etkilendi.

1986 - 1992 yılları arasında yaşanan kanlı iç savaşların sonrasında Yugoslavya parçalandı. Aşırı milliyetçi Slobodan Miloshevich ve onun desteklediği militanlarca büyük Sırbistan'ı kurma hayalleri ile sistematik bir soykırım gerçekleştirildi. Bu dönemde 10 binin üzerinde Boşnak yaşamını kaybetti. Sırpların başta Saraybosna olmak üzere kuşatma altında tuttuğu şehirleri bombalamasına, sniper ateşi ile masum sivilleri öldürmesine, başta aydınlar olmak üzere seçilmiş kişilerin toplama kamplarında öldürülmesi ile gerçekleştirilen etnik temizlik hareketine batılı ülkeler uzun süre gereken tepkiyi göstermeyerek soykırıma seyirci kaldı.

Şubat 1992'de bağımsızlığını ilan eden Bosna - Hersek 7 Nisan 1992 'de ABD ve diğer batılı ülkelerce tanındı ve 22 Mayıs 1992 Birleşmiş Milletler'e yaptığı üyelik başvurusu kabul edildi.
Bosna'daki savaş 1992 yılının ilkbaharında başladı. Bosna'nın kuzeyini hedef alan saldırıların amacı bu bölgelerden Boşnak ve Hırvatları uzatlaştırarak Sırp devletini kurmaktı. Sırpların bu saldırıları bölgedeki diğer etnik gruplar için tam bir felakete dönüştü. Kuşatma altındaki şehirler ve mülteci kamplarında pek çoğu öldürüldü ve işkenceye uğradı.
Savaşın ilk aylarında doğudaki pek çok Boşnak şehri sırpların saldırıları sonucu kolayca düştü. Ancak şehri çeviren tepelerinde yardımıyla Srebrenizka saldırılara karşı kendisini başarıyla savundu.
1993 'te Birleşmiş Milletler 6 yerleşim birimini "güvenli bölge" ilan etti, Srebrenizka 'da bunlardan birisiydi. Amaç sınırları korunabilir hale getirerek barış için görüşülebilir bir zemin yaratmaktı. Yardımların güvenli bölgelere ulaştırılması gündeme gelince bu uygulama işgalci/saldırgan güçlerle Birleşmiş Milletler askerlerinin işbirliği yapmasını gerektirerek
amacı ile tam bir tezat oluşturur hale geldi.

Mayıs 1995 'te Sırplar Saraybosna'daki kuşatmayı şiddetlendirdi ve Nato Sırplara karşı hava saldırısı düzenlendi. Buna missilleme olarak Sırplar 6 güvenli bölgeyi bombalayarak 300 Birleşmiş Milletler askerini rehin aldı. Temmuz 1995 'te general Mladic komutasındaki Sırp güçleri Srebrenizka 'daki Hollandalı Birleşmiş Milletler güçlerini etkisiz hale getirerek şehri hedef aldı. Yaklaşık 25,000 Boşnak Sırp tehdidi üzerine şehri terk ederek bir başka güvenli bölge olan Potocari'ye ulaştı. 5000 mültecinin kampa girmesinin ardından Hollandalı barış gücü askerleri kampın dolduğunu bildirerek kampın girişini kapattı. Bu olay, kampın yakınlarındaki yaklaşık 20,000 Boşnağın Sırpların ölüm tehdidine karşı savunmasız kalmasına yolaçtı. Sırplar bölgedeki Boşnakları tahliye etmeye başladığında Hollandalı birlikler müdahale bulunmadı, hatta işlemlerin düzgün bir şekilde gerçekleştirilmesi için organizasyonda yardımcı bile oldu. Kadın ve çocuklar ayrıldıktan sonra askerlik çağına gelmiş olan erkekler otobüslere bindirildikten sonra kampın yakınında kurşuna dizilerek öldürüldü. Ikinci Dünya Savaşından sonraki bu en büyük soykırımda 10 - 15 bin Boşnak'ın katledildiği iddia edilmektedir. Kızılhaç yetkilileri bu olaylar sırasında 7500 kişinin kaybolduğunu bildirmiştir.
Srebrenizka katliamının ardından o güne kata olaylara kayıtsız kalan batı kamuoyunda Sırplara karşı baskılar arttı ve 1995 yılı sonlarında savaş son buldu.

  BOSNA-HERSEK

DEVLETİN ADI: Bosna-Hersek Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Saraybosna (Sarajevo)
YÜZÖLÇÜMÜ: 51.129 km2
NÜFUSU: 4.523.000
RESMİ DİLİ: Sırpça-Hırvatça, Boşnakça
DİNİ: İslamiyet
PARA BİRİMİ: Eski Yugoslavya Dinarı (1992)
Yugoslavya'da Komunist idarenin yıkılması ile kurulan cumhuriyetlerden biri. Doğu ve güneydoğudan Sırbistan ve Karabağ, kuzey ve batıdan Hırvatistan ile çevrilidir. Dalmaçya'da 20 kilometre uzunluğunda bir kıyısı vardır. Bosna adı, topraklarını sulayan Bosna Nehrinden gelir. Nevetre Nehrinin kuzey güney bölgeleri olan Hersek adı ise 15. asır ortalarında Bosna Kralına isyan edip kendini "St Sava Herseki", yani dükü ilan eden Stephan Vokciç Kosora'nın unvanından gelmektedir.

Tarihi

Bosna-Hersek'in bilinen tarihi, Hint-Avrupa menşeli İlliryalılarla başlar. Bölge Romalılar tarafından ele geçirilince, Panoonia eyaletinin İllyricum bölümüne bağlandı. Slavlar bölgeye M.S. 7. asırda gelmeye başladılar. 961'den sonra Bosna, Sırbistan'ın diğer bölümlerinden ayrıldı. Bağımsız siyasi ve coğrafi bir birim olarak kabul edildi.

Bölgeye ilk Türk akınları 1386 senesinde başladı. Bu sırada Bosna tahtında Beşinci Tvartko bulunuyordu. Kosova Savaşında Sırpların mağlubiyeti ve ardından Üsküp'ün fethi Bosna'nın durumunda önemli değişikliklere sebep oldu. Son kral Stefan Tomeseviç Bosna'da yaşayan kalabalık Bogomil mezhebine bağlı olanlara Papanın isteği doğrultusunda adil davranmayınca, Fatih Sultan Mehmed Han bölgeyi rahatlıkla Osmanlı topraklarına dahil etti.

Slav, Hırvat ve Avar karışımı olan Boşnaklar 10. asırda Bogomil mezhebine bağlıydılar. Teslisi ve hazret-i İsa'nın tanrının oğlu olduğunu kabul etmeyen inançları yüzünden uzun süre çevredeki diğer Hıristiyanların baskısı altında kaldılar. İnançları yüzünden, bölge Osmanlılar tarafından fethedilince, kolayca İslamiyeti seçerek Müslüman oldular. Anadolu'dan gelen dervişler yoluyla İslamiyet bölgede hızla yayıldı.

Bosna, Osmanlı yönetimine geçince bir sancak haline getirildi. Kanuni Sultan SüleymanHan zamanında Macaristan'da kalan kuzey toprakları da fethedilince eyalet statüsüne alındı. Bosna eyaletine atanan ilk beylerbeyi Gazi Ferhad Paşa oldu. 19. asırdaki gelişmeler ve Osmanlı İmparatorluğunun batıda aldığı yenilgiler, Bosna eyaletini önemli ölçüde etkiledi. 1827'de ilk ıslahatı gerçekleştiren ve gönüllü Yeniçeri Ocağını kaldıran Beylerbeyi Abdurrahman Paşa, güçlü bir askeri örgüt kurdu. Eğitim ve öğretim işlerini yürütmekle vazifeli maarif müdürlüğü kuruldu. Bu aynı zamanda Osmanlı Devletinde ilk maarif müdürlüğüydü. 1976'da Hersek ayrılarak önce mutasarrıflık, daha sonra da iki sancaklı küçük vilayet oldu. 1878'de yapılan Berlin Antlaşması ile Bosna'nın Avusturya-Macaristan'ın denetimine bırakılmasıyla büyük bir bunalım patlak verdi.

Resmen Osmanlı Devletine bağlı kalmasına rağmen, Berlin Antlaşmasına dayanarak Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna-Hersek'i işgal etti ve eyaletin yönetim hakkını ele geçirdi. İkinci Meşrutiyetin ilanından faydalanan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bölgeyi 7 Ekim 1908 tarihli bir kararname ile kendi topraklarına ilhak etti. İlhak kararı Rusya, Sırbistan, Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu arasında çok yönlü bunalıma sebep oldu.

Avusturya-Macaristan yönetiminde, yeni anayasayla seçmenler üç seçim grubuna ayrıldı. Her grupta Ortodoks, Katolik ve Müslümanlar için sabit oranda sandalye belirlendi. Bu durum Sırp milliyetçiliğinin tepkisine sebep oldu ve gerginlik 28 Haziran 1914'te Avusturya Arşidükü (veliaht) Franz Ferdinand'ın Saraybosna'da Bosnalı bir Sırp öğrenci tarafından öldürülmesine kadar vardı. Bu olay da Birinci Dünya Harbinin başlangıcıdır.

Bosna-Hersek 26 Ekim 1918'de Sırp, Hırvat ve Sloven krallığının bir parçası olarak Sırbistanla birleştirildi. İkinci Dünya Savaşına kadar bu krallığın parçası olan Bosna-Hersek, 1946'da Yugoslavya'yı meydana getiren altı halk cumhuriyetinden biri oldu. Nüfusun çoğunluğunu meydana getiren Müslümanlar kökenlerine rağmen Sırp ve Hırvat milliyetinden olarak anılmayı kabul etmediler. 1971'de Yugoslavya Devlet Başkanı Tito, Müslümanlara ulus statüsü tanıdı ve Bosna-Hersek'te büyük "M" ile yazılan Müslüman kelimesi sadece din değil, bir milliyetin de adı oldu.

Yugoslavya'da 1980 senesinde Tito'nun ölümüne kadar durulmuş olan etnik ve dini çatışmalar yeniden alevlendi. Sovyetler Birliği ve doğu bloku ülkelerinde başgösteren reform süreci, Yugoslavya'da da büyük değişikliklere sebep oldu. 1991'de Anayasanın öngördüğü şekilde devlet başkanlığının, federasyon meydana getiren Hırvatistan'a geçmesi lazımken, Sırbistan, eski Yugoslavya'nın mirasçısı olarak tek başına sahip çıkması ülkede tam bir iç savaşa girmesine sebep oldu. Hırvatistan ve Slovenya'nın bağımsızlık kararı, Sırbistan yönetimi tarafından kabul edilmedi. Kanlı çarpışmalar AT ve Almanya'nın yoğun baskıları neticesinde sona erdirildi.

Bosna-Hersek'te 1990 senesi sonlarında yapılan seçimleri kazanarak devlet başkanlığına gelen Aliya İzzet Begoviç, Mart 1992'de bir referandumla bağımsızlığını ilan etti. Bunun üzerine Bosna-Hersek Sırplı milislerin yoğun saldırısına maruz kaldı. Bölgeye insani yardım ulaştırmak için bulunan Birleşmiş Milletler askerleri birçok katliama göz yummaktadır. Bosna-Hersek Başbakanı Hakkı Turayliç, Birleşmiş Milletlere ait arabadan indirilerek Sırplar tarafından öldürülmesi, büyük tepkilere sebeb oldu. Sırplar Müslüman kadınlara tecavüzleri hat safhaya ulaşmasına rağmen batılı devletler olaya sadece seyirci kalmaktadır. Günümüzde hala Bosna-Hersek'te katliam sürmekte ve tam bir soykırımı yaşanmaktadır (Şubat 1993).

Fiziki Yapı

Bosna-Hersek, üçgene benzeyen dağlık bir arazi yapısına sahiptir. Dağlık arazi Sava ve Neretva ırmaklarının sularıyla parçalanır. Ülkenin güneybatısının en belirgin özelliği olan yarıklar, çukurlar ve hendeklerle dolu kireçtaşlarından meydana gelen bir karst yüzey yapısıdır. Aralarda küçük çöküntüler halinde ekilebilir topraklar vardır. Ülkeye adını veren Bosna Irmağı, İgman Tepesinin eteğindeki bir kaynaktan doğduktan sonra 271 kilometrelik bir yol izledikten sonra Sava Nehri ile birleşir. Ülke topraklarının kuzeyinde ekilebilir verimli topraklar vardır.

İklimi

Bosna-Hersek yazları sıcak, kışları soğuk geçen bir iklime sahiptir. 20 km'lik deniz kıyısında Akdeniz iklimi hüküm sürer. Dinar Alplerinde iklim daha serttir.

Tabii Kaynaklar

Bosna'nın orta ve Sırbistan'a bakan doğu kesimleri ormanlarla kaplıdır. Ormanlar çam, kayın ve meşe ağaçlarından meydana gelir.Yer altı zenginliklerinin başlıcaları, kömür, demir, bakır, manganez, kurşun, cıva ve gümüştür.

Nüfus ve Sosyal Hayat

4.5 milyondan fazla olan Bosna-Hersek nüfusunun % 44'ünü Müslüman % 31'ini Sırplar, % 18'ini Hırvatlar, % 5'ini Yugoslavlar, % 2'sini de diğer unsurlar meydana getirir. Nüfusun büyük çoğunluğunu meydana getiren Müslümanların milliyetleri, Sırp, Hırvat veya Yugoslav olarak değil sadece Müslüman olarak gösterilmiştir.

Müslümanların % 90'ı Boşnakça konuşmaktadır.Türklerle aynı dinden oldukları için Bosna-Hersek'in yerli Müslüman halkı kendilerine Türk dedikleri gibi, bazan Türklerden ayırt edilmek amacıyla Boşnak ismini kullanmışlardır. Bu isim 19. asrın ilk yarısından itibaren yaygınlık kazanmıştır.

Bosna-Hersek'in en büyük kenti 500.000 nüfuslu başkent Saraybosna'dır. İkinci sırada Banyaluka gelir. Hersek'in merkezi ise Osmanlı mimarisinin eşsiz örnekleri ve bu arada Drina Irmağı üzerinde MimarSinan'ın inşa ettiği köprüyle simgeleşen Mostar şehridir.

Başkent Saraybosna, birçok bakımdan sadece Bosna-Hersek'in değil aynı zamanda eski Yugoslavya'nın en ilginç şehridir. Zira Saraybosna, Yugoslavya'daki Müslüman nüfusunun, Sırp Ortodoks Metropolitinin ve Katolik Başpiskoposunun makamlarının bulunduğu yerdir.

Bosna-Hersek'te eğitim ileri düzeydedir. İkinci Dünya Savaşından sonra şarkiyat çalışmaları hızla artmıştır. 1949'da kurulan Saraybosna Üniversitesinde Türk, Fars, Arap dilleri ve edebiyatları ile ilgili kürsü bulunmaktadır. Burada hem Osmanlı hem de Türkçe kurslar verilmektedir. 1950'de kurulan Saraybosna Şarkiyat Enstitüsü, Saraybosna Devlet Müzesinden devralınan yazma ve Türk tarihiyle ilgili malzemelerden değerli bir kolleksiyona sahiptir.

Siyasi Hayat

Bosna-Hersek, cumhuriyetle idare edilen bir ülkedir. Cumhurbaşkanı ve meclis üyeleri beş yılda bir seçilir. Meclis 240 sandalyeden meydana gelir.

Ekonomi

Bosna-Hersek ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri tahıl ve patatestir. Ayrıca sebze, şekerpancarı, keten ve tütün de yetiştirilir. Ormancılık ve koyun besiciliği ekonomide önemli yer tutar. Bosna'nın orta ve kuzey kesimlerinde meyvecilik gelişmiştir. Erik, meyvecilikte önemli yer tutar. Hersek'te ise bağcılık gelişmiştir. Sanayi ürünleri arasında kereste, demir-çelik, tütün, deri ve şeker önemli yer tutar.

Saraybosna ve Mostar yakınlarında kömür, Vereş ve Ljubija yakınlarında demir, Gornjivakuf yakınlarında bakır ve çeşitli bölgelerde manganez, kurşun, cıva ve gümüş çıkarılmaktadır.

 

Bosna Hersek
Akdeniz kıyısındaki diğer şehirler gibi Bosna'da tarih sahnesindeki yerini Roma Imparatorluğu içerisinde almıştır. Roma Imparatorluğunun çöküşünden sonra Bosna'nın yönetimi 1200 'lu yıllarda bağımsızlığını elde edene kadar çeşitli kereler el değiştirmiştir. Bağımsızlığını 260 yılı aşkın bir süre koruyan Bosna Krallığı bu süre boyunca Macarlar ve Sırplara karşı topraklarını savunmak zorunda kalmıştır.

1463 yılında Osmanlı idaresi altına geçen Boşnaklar aynı zamanda Müslümanlığı da benimsemiştir. Müslümanlığı benimsemeyen Boşnakların dini vecibelerini yerine getirmesine izin veren Osmanlı idaresi Bosna topraklarında inşa ettiği yapılar ve camilerle aynı zamanda Boşnakların gelenekleri ile kültürüne de etki etmiştir. 1878 yılına kadar devam edecek olan Osmanlı idaresi altındaki dönemde pek çok Boşnak Osmanlı idaresinde, devlet yönetiminde önemli görevlere getirilmiştir. Zayıflayan Osmanlı Imparatorluğunu parçalamaya karar veren müttefiklerin finansal sıkıntılar içerisindeki Istanbul'a baskısı sonucu Bosna'daki Osmanlı idaresi savaşılmadan, masa başında son bularak Avusturya - Macaristan Imparatorluğunun kontrolüne geçmiştir.

1918 yılına kadar sürecek olan Avusturya - Macaristan Imparatorluğu idaresi altındaki dönemde ülke yeniden yapılandırılarak çökmekte olan Osmanlı Imparatorluğu idaresi altındaki dönemin sonlarında yaşadığı sıkıntılardan uzaklaşarak refaha kavuşacaktır. Bu gelişmelerin büyük Sırbistan kurulmasını amaçlayan Rusya'nın finansal desteği ile gerçekleştiği kuşkusuzdur. Bosna'daki Müslüman nufüsun Osmanlı idaresi altındaki diğer topraklara göçü ve onların terk ettiği yerlere Sırpların yerleşmesiyle Bosna'daki etnik yapının değişmesi bu dönemde yaşanmıştır.

1918 - 1941 yılları arasındaki dönem Yugoslavya'nın iç karışıklıkları ve savaşla geçmiştir. 1941 - 1945 yılları arasındaki Ikinci Dünya Savaşı sırasında Naziler Yugoslavya'yı işgal ederek Slovenya'yı Almanya'ya, Hırvatistan'ı Italya'ya ve Makedonya'yı Bulgaristan'a bağlayarak özellikle Yahudi ve çingenelere karşı bir etnik temizlik hareketine girişerek toplama kamplarında binlerce insanı öldürdüler.

1945 - 1990 yılları arasındaki soğuk savaş döneminin 35 yıllı Tito'nın diktatörlüğü altında geçti. Bu dönemde Bosna - Hersek'in sınırları 1918 öncesi döndü ve Boşnak'lar kültürel kimliklerine yeniden kavuştular. Batı'nın desteği ile Yugoslavya'da savaşın izleri çabuk silindi. Batılı ülkeler Yugoslavya'yı sadece ekonomik değil aynı zamanda askeri ve siyasi alanda da destekledi. 1970'li yıllarda Sovyet müdahelesi riski ile karşılaşıldığında Amerika Birleşik Devletleri Yugoslavya'yı savunmak için nükleer güce başvurabileceğini açıkladı. Soğuk savaşın son bulması ve sona eren komünist rejimle birlikte parçalanan Sovyetler birliğinden Yugoslavya'da etkilendi.

1986 - 1992 yılları arasında yaşanan kanlı iç savaşların sonrasında Yugoslavya parçalandı. Aşırı milliyetçi Slobodan Miloshevich ve onun desteklediği militanlarca büyük Sırbistan'ı kurma hayalleri ile sistematik bir soykırım gerçekleştirildi. Bu dönemde 10 binin üzerinde Boşnak yaşamını kaybetti. Sırpların başta Saraybosna olmak üzere kuşatma altında tuttuğu şehirleri bombalamasına, sniper ateşi ile masum sivilleri öldürmesine, başta aydınlar olmak üzere seçilmiş kişilerin toplama kamplarında öldürülmesi ile gerçekleştirilen etnik temizlik hareketine batılı ülkeler uzun süre gereken tepkiyi göstermeyerek soykırıma seyirci kaldı.

Şubat 1992'de bağımsızlığını ilan eden Bosna - Hersek 7 Nisan 1992 'de ABD ve diğer batılı ülkelerce tanındı ve 22 Mayıs 1992 Birleşmiş Milletler'e yaptığı üyelik başvurusu kabul edildi.
Bosna'daki savaş 1992 yılının ilkbaharında başladı. Bosna'nın kuzeyini hedef alan saldırıların amacı bu bölgelerden Boşnak ve Hırvatları uzatlaştırarak Sırp devletini kurmaktı. Sırpların bu saldırıları bölgedeki diğer etnik gruplar için tam bir felakete dönüştü. Kuşatma altındaki şehirler ve mülteci kamplarında pek çoğu öldürüldü ve işkenceye uğradı.
Savaşın ilk aylarında doğudaki pek çok Boşnak şehri sırpların saldırıları sonucu kolayca düştü. Ancak şehri çeviren tepelerinde yardımıyla Srebrenizka saldırılara karşı kendisini başarıyla savundu.
1993 'te Birleşmiş Milletler 6 yerleşim birimini "güvenli bölge" ilan etti, Srebrenizka 'da bunlardan birisiydi. Amaç sınırları korunabilir hale getirerek barış için görüşülebilir bir zemin yaratmaktı. Yardımların güvenli bölgelere ulaştırılması gündeme gelince bu uygulama işgalci/saldırgan güçlerle Birleşmiş Milletler askerlerinin işbirliği yapmasını gerektirerek
amacı ile tam bir tezat oluşturur hale geldi.
Mayıs 1995 'te Sırplar Saraybosna'daki kuşatmayı şiddetlendirdi ve Nato Sırplara karşı hava saldırısı düzenlendi. Buna missilleme olarak Sırplar 6 güvenli bölgeyi bombalayarak 300 Birleşmiş Milletler askerini rehin aldı. Temmuz 1995 'te general Mladic komutasındaki Sırp güçleri Srebrenizka 'daki Hollandalı Birleşmiş Milletler güçlerini etkisiz hale getirerek şehri hedef aldı. Yaklaşık 25,000 Boşnak Sırp tehdidi üzerine şehri terk ederek bir başka güvenli bölge olan Potocari'ye ulaştı. 5000 mültecinin kampa girmesinin ardından Hollandalı barış gücü askerleri kampın dolduğunu bildirerek kampın girişini kapattı. Bu olay, kampın yakınlarındaki yaklaşık 20,000 Boşnağın Sırpların ölüm tehdidine karşı savunmasız kalmasına yolaçtı. Sırplar bölgedeki Boşnakları tahliye etmeye başladığında Hollandalı birlikler müdahale bulunmadı, hatta işlemlerin düzgün bir şekilde gerçekleştirilmesi için organizasyonda yardımcı bile oldu. Kadın ve çocuklar ayrıldıktan sonra askerlik çağına gelmiş olan erkekler otobüslere bindirildikten sonra kampın yakınında kurşuna dizilerek öldürüldü. Ikinci Dünya Savaşından sonraki bu en büyük soykırımda 10 - 15 bin Boşnak'ın katledildiği iddia edilmektedir. Kızılhaç yetkilileri bu olaylar sırasında 7500 kişinin kaybolduğunu bildirmiştir.
Srebrenizka katliamının ardından o güne kata olaylara kayıtsız kalan batı kamuoyunda Sırplara karşı baskılar arttı ve 1995 yılı sonlarında savaş son buldu.
 
     
  Bugün 60 ziyaretçi (77 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol